Edirne ilinin antik şehirlerinden biri olan Enez, Meriç nehrinin ege denizine uzandığı Türkiye ve Yunanistan sınırında yer almaktadır. Yaklaşık 7500 yıl önce kurulmuş olan Enez, Enez kalesi, Fatih Camii ve Osmanlı Sahil Kervansarayı gibi tarihi yerleri bünyesinde barındırmasının yanı sıra tatlı su, orman, deniz gibi özellikleri ile de turizmin canlı tutulduğu ilçe olma özelliğini korumaktadır. Özellikle Enez kalesi hem kültürü hem tarih kokan görkemiyle turistlerin uğrak noktasıdır.

Enez kalesinin hemen yanında Fatih Sultan Mehmet tarafından restore edilerek cami haline çevrilmiş Enez Ayasofya’sı ya da bir başka deyişle Fatih Fatih Camii yer almaktadır. Enez Ayasofya’sın da bulunan sütün başlıkları Jüstinyanus dönemine aittir. Roma imparatorluğu döneminde yapılmış olan Enez Ayasofya’sındaki bu başlıklar İstanbul Ayasofya’sı ile aynı sanatsal bakış açısına ve aynı kaliteye sahiptir. Bu durum Roma imparatorluğunun Enez’e ne kadar önem verdiğini göstermektedir. Enez Ayasofya’sı tarih bakımından Anadolu Selçuklu ve     Roma İmparatorluğu’na kadar uzanmaktadır. Bilindiği üzere Türkiye’de Trabzon, Bursa, Enez ve İstanbul’ da Ayasofya bulunmaktadır.

Ayasofya adındaki “Aya” sözcüğü “kutsal” anlamına gelir. “Sofya” sözcüğü ise Grekçede “bilgelik” anlamındaki sophos sözcüğünden gelir. Dolayısıyla “Aya Sofya” adı, Nasıralı İsa’ya atfen “Kutsal Bilgelik” ya da “İlahî Bilgelik” anlamına gelmekte olup Hristiyan ilahiyatında Tanrı’nın üç niteliğinden biri sayılır.

Ayasofya ismi, Hristiyanlık tarihinde ve kültüründe önemli bir yere sahip olduğu için farklı bölgelerde birçok kilise bu ismi taşımaktadır. Her bir kilisenin tarihçesi, mimarisi ve kültürel önemi farklılık göstermektedir.

Enez kalesinin oldukça görkemli olan giriş kapısının yanında iki adet burç yer almaktadır. Fakat zamanla hem çevresel tahribatlar hem de yeterli özenin sağlanamamış olması sebebiyle burçlardan biri aşınmış ve zarar görmüştür. Ancak bu durum enez kalesinin ihtişamına leke sürmeyi başaramamıştır. Kapının hemen arkasında kale, kalenin arkasında ise Dünya’nın en eski limanlarından biri yer alır. Limanın ilerisinde ise tüm göz alıcı maviliği ile bizi Ege denizi karşılar.

Kalenin girişinde Antik Roma döneminden kalma birçok sütun bulunur. Sütunların üzerindeki oyukların sadaka taşı olduğu düşünülmektedir. Oyuklarla bezenmiş bu sadaka taşlarına ait örneklere Anadolu bölgesinde de rastlamak mümkündür.

Öte yandan Osmanlı döneminde de bilinirliğini ve güncelliğini koruyan enez kalesinin hemen kenarında birtakım *akropoller bulunmaktadır. Akropolde camii bizi karşıladığı gibi nekropolde de Fatih Sultan Mehmet’in çok sevdiği Has Yunus Paşa’nın türbesi vardır.

Enez,1456’da Kaptan-ı Derya Has Yunus Paşa tarafından fethedildikten sonra kale içinde bulunan Ayasofya camiye çevrildi, Has Yunus Paşa Enez’i Bizans’tan değil, Cenovalı bir ailenin elinden almıştı. Bizans hâkimiyetindeyken “prenslik” bir vilayetti. Yani burayı imparator varisleri yönetirdi.

*Akropol şehir merkezi anlamına gelirken, Nekropol ise mezar yeri anlamına gelmektedir.

Kalenin girişinde Doğu Roma Bizans dönemine ait zeytin işlikleri de bulunmaktadır. Zeytin yağı işlikleri, sadaka taşları, kale topu ya da sütun kaidelerinin yanı sıra mezar taşları da kalenin dışında yer almaktadır. Bu mezar taşları oldukça ilginçtir. Çünkü; taşların üzerinde Lale Devri sonrası Osmanlı döneminde de rastladığımız istiridye kabuğu ve barok kıvrımlarını görürüz. Taşların üzerinde yağmur suyunun birikmesi için küçük çanaklar ve bir bordur işlemesi de yer alır. Küçük çanaklarda biriken suyun dönemin kuşları içinde bir mola noktası olduğunu ve böylece mezar yerinin bereketini artırdığı düşünülmektedir.

ENEZ KALESİ’NİN İÇİ

Kalenin içerisine girmeden, kapıda oldukça büyük bir gemi çapası olması, kentin bir liman şehri olduğunu vurgulamak içindir. Ayrıca kale de bazı rölyeflere de rastlamak mümkündür.  Kalenin arkasında özel bir yapı olan Enez Ayasofya’sı İstanbul Ayasofya’sının 3üncü hali inşa edilirken eş zamanlı olarak Jüstinyanus tarafında tamir ettirilmiştir. Yapılış tarihi net olarak bilinmeyen İstanbul Ayasofya’sının içine koyulan sütun başlıklarının benzeri buradaki Ayasofya’nın da içinde mevcuttur. Yapının kubbesinin kenarlarındaki pandantiflere ait kalem içi süslemeleri ise Osmanlı kullanılan kalem içi süslemelerdir. Yapının yanın bir minarede yer almaktadır.

Şehir antik roma döneminden Hristiyan Roma dönemine geçtikten sonra kalenin içerisine şapeller yani küçük klişeler inşa edilmiştir. Şapel, klişe, bazilika olarak adlandırılan bu yapılar birer ibadet yeri olarak kullanılmaktaydı. Bu yapılarda 3 adet nef bulunmaktadır. Kilise olup olmadığını anlamak için kıble tarafında bir ovallik (apsit) olup olmadığına, yapının sağ ve solunda iki ayrı nef olup olmadığına ve yapının kıblesine doğru dik uzana bir yan *narteks olup olmadığına bakılır.

Bu bölge Yunanistan sınırında olduğu için, tıpkı Ermenistan sınırındaki “antik ören yeri” Ani gibi 1980’lerin başına kadar yasak bölgeydi. İzin alınmadan bölgeye girilemezdi. Ancak 90’dan sonra yasaklar kalktı buralar keşfedildi. Ankara Üniversitesi Ani’ye, İstanbul Üniversitesi de Enez’e el attı, arkeolojik kazılar başladı. Ve sonrasın da Enez’deki kazılar ile Has Yunus Paşanın kabri bulunabildi.

Kale de yerin altında boydan boya duvar örülü bir şekilde farklı yapılar mevcuttur. Ayrıca kalenin altında farklı dehliz, mahzen ve bunların bir kısmı sarnıç, bir kısmı zindan, cephanelik bir kısmı askerlerin barındığı yerler fakat bunu ilk bakışta hangisi olduğunu fark etmek oldukça güçtür. O dönemde denize bakan burçlara çıkıp denizi gözetleyip bu yolla kontrol sağlama işlemi sağlanırdı. Bu kalenin net olarak hangi tarihte inşa edildiği bilinmiyor fakat Traklar Döneminde buranın yerleşime açıldığını, Ainos adıyla ilk çağ kaynaklarında adının geçtiğini, Pagan Roman daha sonra Hristiyan Romanların eline geçtiğini, bir ara Cenevizliler tarafından kullanıldığı bilinmektedir. 1. Dünya Savaşında, İngilizler Gökçeada, Bozcaada gibi yerleri ele geçirirken Enez’ e de asker çıkarmışlardı ve o zamanlar buralarda konaklamışlardı. Lozan barış antlaşmasıyla ülkemizi terk ederken Enez şehrini de boşaltmışlardır.

Enez kalesinde surların yanında boydan boya yürüdüğümüzde tarlalar, evler gözlemlemek mümkündür. Bu yaşam alanlarından önce ise bu bölgelerde deniz ve dolayısıyla liman yer almaktaydı. Osmanlı’nın Ainos’u, ülkemizin Enez’i, tarihi bir liman ama doldurulduğu için şimdi bu liman görünmemektedir. Kalenin köklü geçmişini bilmeyen biri bizler için bu limanları ve tarihi dokuyu gözünde canlandırması oldukça zor.

* “Narteks”, bir kilise binasının giriş bölümündeki geniş bir alanı ifade eder. Genellikle kilisenin ana kapısından girildiğinde, ana nef veya kutsal alanın önünde bulunan bir bölümdür. Bazı kiliselerde, narteks aynı zamanda bir ibadet alanı olarak da kullanılabilir ve burada törenler veya ayinler düzenlenebilir.

ŞAPEL

Kıble tarafında hafif bombe olması durumunda o kilisenin adı Apsis olarak adlandırılır.

Apsis, genellikle bir kilise veya bazilikada ana mekânın arkasında bulunan, yarı daire veya çokgen şeklindeki bir bölümdür. Apsis, bazı kültürel ve dini yapıların mimarisinde yaygın olarak kullanılan bir öğedir.

Apsis, kilisenin kutsal alanını vurgular ve vaazı gerçekleştiren papaz veya rahip için bir platform görevi görür. İçerisinde bazen kutsal eşyalar veya sunak bulunabilir. Ayrıca, apsis genellikle dini resimler, mozaikler veya fresklerle süslenir ve kilisenin dini ve sanatsal önemini yansıtır. Kısacası, apsis, kilisenin ana mekanının arkasında bulunan, genellikle yarı daire veya çokgen şeklinde olan ve dini önem taşıyan bir bölümdür.

Ayrıca enez kalesinde Hristiyan roma dönemine ait iki adet şapel mevcuttur. Tepeye ulaşıldığında ise limanın diğer burçlarına görülmektedir. Kalenin limana açılan bir kapısı bulunmaktadır. Bu kapının devamının, basamakları olan aşağıya doğru inen belki de limana doğru olan bir yol olduğu varsayımında bulunabiliriz.

Taş döşeme yol bura da tarihi bir kapının varlığını göstermektedir. Limanı sol taraftan çevreleyen ve denize doğru kavisli şekilde uzanan burçların yanı sıra yolun sonunda da farklı burçlar yer alıyor. Kalenin sağ taraflarına doğru ilerlendiğinde ise *dendanlar mevcuttur.

Lozan barış antlaşması Yunan Devleti ile aramızda olan bir anlaşma dolayısıyla Meriç nehri burada bir sınırdır. Enez, Meriç nehrinin Ege Denizi’ne döküldüğü noktada yer almaktadır. Bura da tatlı delta oluşturmuştur. Böylece yaklaşık 10 civarı göl meydana gelmiştir. Bu göllerden bir tanesi Manyas kuş cennetinin ardından ikinci bir kuş cenneti olmuştur.

Kalenin surları dendanları çok fazla durmasa bile hala sağlam durmaktadır Kalenin içerisine birtakım tabelalar konmuş, ancak tabelaların ne zaman konulduğunu bilmiyoruz, güneşten zarar görmüş ve okunmamaktadır.

Enez kalesine gittiğinizde sizden herhangi bir ücret alınmamaktadır, Kale tamamen açıkta isteyen bütün insanlar bu bölgeye serbestçe girebilmektedir. Bu durumun hem iyi hem de kötü yanları sonuçlar doğurmakta. Bu bilgiler ışığında Anadolu topraklarının o renkli ve görkemli dünyasının tüm dünyada bir kez daha parladığını, tüm tarih ve yurtseverlere umut vaat ettiğini söylemek mümkündür.

* Dendan, Farsça kökenli diş anlamına gelen bir sözcüktür. Dendan burçlardaki çıkıntıları ifade etmek için kullanılmaktadır. Düşmana karşı savunma ve saldırılarda kullanılmaktaydı.

PKFİSTANBUL
PKF Istanbul is the network of member firms of PKF International Limited, each of which is a separate and independent legal entity and does not accept any responsibility or liability for the actions or inactions of any individual member or correspondent firm(s).

“PKF" and the PKF logo are registered trademarks used by PKF International Limited and member firms of the PKF Global Network. They may not be used by anyone other than a duly licensed member firm of the Network.
Eski Büyükdere Cad. Park Plaza, No: 14 Maslak İSTANBUL
PKFİSTANBUL
PKF İstanbul, PKF Global'a bağlı bir üye olup, her biri ayrı ve bağımsız hukuki bir varlık olan PKF International Limited üye firmalarının ağıdır. Her bir üye veya yazışma firmasının eylemleri veya eylemsizliği konusunda hiçbir sorumluluk veya yükümlülük kabul etmemektedir.
PKF İstanbul is a member of PKF Global, the network of member firms of PKF International Limited, each of which is a separate and independent legal entity and does not accept any responsibility or liability for the actions or inactions of any individual member or correspondent firm(s).
Eski Büyükdere Cad. Park Plaza, No: 14 Maslak İSTANBUL
HİZMETLERİMİZSizlere neler sunuyoruz?
Son Yazılar