Altının Yeni Kuralları: Akreditasyon, Denetim ve Küresel Dengeler

Altının Yeni Kuralları: Akreditasyon, Denetim ve Küresel DengelerSon yıllarda, küresel finansal sistemdeki düzenlemeler ve şeffaflık talepleri giderek artıyor. Özellikle altın ticareti, finansal sistemde güvenilirlik açısından önemli bir yer tutuyor. Küresel piyasalarda faaliyet gösteren rafineriler ve yatırımcılar, LBMA (London Bullion Market Association) ve EBC* (Emirates Bullion Committee) gibi uluslararası otoritelerden akreditasyon alarak rekabet avantajı elde etmeyi hedefliyor.

Ancak LBMA ve EBC, küresel altın ticaretinde akreditasyon sağlayan yegane kuruluşlar değil. Shanghai Gold Exchange (SGE), Comex (Commodity Exchange), Swiss Association of Precious Metals Manufacturers and Traders (ASFCMP) ve Tokyo Commodity Exchange (TOCOM) gibi farklı bölgesel ve uluslararası standart belirleyiciler de bulunuyor. Bu organizasyonlar, altın ve değerli metallerin denetlenebilirliğini, ticari güvenliğini ve kalite standartlarını belirleyerek küresel ticarete yön veriyor. Özellikle Çin ve Japonya gibi büyük altın tüketicileri, bu standartları kullanarak kendi iç piyasalarında güvenilirlik ve kalite kontrolü sağlıyor.

Bu süreç sadece belirli regülasyonlara uyum sağlamakla bitmiyor. OECD’nin rehberliği, ISAE 3000 gibi uluslararası standartlar, Çin’in altın piyasasında artan etkisi ve Borsa İstanbul’un (BİST) kıymetli madenler piyasasında yaptığı düzenlemeler gibi faktörler, piyasa oyuncularının stratejilerini doğrudan etkiliyor.

OECD’nin rehberliği ve uluslararası standartlar

Uluslararası finans sisteminde güvenilirlik, şeffaflık ve düzenleyici çerçeveye uyum sağlama yeteneği ile doğrudan ilişkilidir. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), finansal piyasaların daha sağlam temellere oturması için çeşitli normlar ve denetim mekanizmaları geliştirmiştir. Altın ticareti yapan kuruluşların küresel pazarda daha sağlam bir yer edinebilmesi için OECD’nin belirlediği şeffaflık standartlarına uyum göstermesi kritik bir faktör olarak öne çıkıyor.

Özellikle OECD’nin Sorumlu Tedarik Zinciri Kılavuzu, altın ticaretinin etik standartlara uygun yapılmasını sağlamak için geliştirilmiştir. Bu kılavuz, altın tedarik süreçlerinde insan hakları ihlallerini önlemeyi ve ticaretin yasa dışı faaliyetlerle ilişkilendirilmesini engellemeyi amaçlıyor.

OECD’nin Sorumlu Tedarik Zinciri Kılavuzu’na ek olarak, ESG (Çevresel, Sosyal, Yönetişim) faktörleri altın piyasasında giderek daha kritik hale geliyor. Özellikle LBMA’nın ‘Responsible Gold Guidance’ belgesi, madencilik faaliyetlerinde çocuk işçi çalıştırılmasının yasaklanması, su kaynaklarının korunması ve karbon ayak izinin azaltılması gibi şartlar getiriyor. Örneğin, İsviçre merkezli Argor-Heraeus, 2022’de karbon nötr sertifikasyonu alan ilk rafineri oldu ve bu adım, Avrupa yatırımcılarından yoğun talep görmesini sağladı.

Benzer şekilde, Responsible Minerals Initiative (RMI) tarafından yayınlanan verilere göre, 2023’te küresel altın arzının %35’i artık sürdürülebilir madencilik standartlarına uygun şekilde üretiliyor. Bu trend, yatırımcıların portföylerini ESG kriterlerine uyumlu hale getirme baskısıyla daha da hız kazanacak gibi görünüyor.

Bu noktada ISAE 3000 standardı, finansal olmayan raporlamaların denetlenmesi açısından önemli bir referans noktası haline geliyor.

IASE 3000: Finansal olmayan bilgilerde güven ve şeffaflığın temel taşı

Uluslararası finans piyasalarında güven oluşturmak ve denetim süreçlerini güçlendirmek için geliştirilen ISAE 3000 (Uluslararası Güvence Standartları 3000), finansal olmayan bilgilerin bağımsız bir şekilde denetlenmesini sağlayan bir çerçevedir. Günümüzde sürdürülebilirlik, etik ticaret ve şeffaflık gibi konular uluslararası yatırımcılar için giderek daha önemli hale gelirken, ISAE 3000 bu alanda bir referans noktası haline geldi.

IASE 3000’in temel özellikleri

Finansal olmayan bilgilerin denetimi
ISAE 3000, şirketlerin sürdürülebilirlik raporları, çevresel etki değerlendirmeleri ve etik tedarik zinciri uygulamaları gibi finansal olmayan bilgilerinin doğruluğunu ve güvenilirliğini denetler. Bu, özellikle altın ticareti gibi yüksek riskli sektörlerde kara para aklama ve yasa dışı faaliyetlerin önlenmesine yardımcı olur.

Küresel güvenilirlik
LBMA, EBC, SGE ve TOCOM gibi uluslararası akreditasyon kuruluşları, üye firmaların ISAE 3000 gibi standartlara uyumunu ön koşul olarak belirler. Bu, şirketlerin küresel piyasalarda güvenilir bir tedarikçi olarak kabul edilmesini sağlar.

Sürdürülebilirlik ve etik uyumluluk
ISAE 3000, firmaların uluslararası etik kurallara uyduğunu belgelendirir. Özellikle altın tedarik zincirinde çocuk işçi çalıştırılması, çevresel tahribat ve insan hakları ihlalleri gibi sorunların önlenmesine katkıda bulunur.

ISAE 3000’in altın piyasasındaki önemi

Denetim ve şeffaflık: Altın ticaretinde yasa dışı işlemler ve kara para aklama riskleri yüksektir. ISAE 3000, finansal olmayan süreçlerin denetlenmesini sağlayarak şeffaflığı artırır.

Küresel rekabet: LBMA ve EBC gibi kuruluşlar, ISAE 3000 uyumunu akreditasyon için zorunlu kılar. Bu, şirketlerin uluslararası pazarlarda rekabet avantajı elde etmesini sağlar.

Yatırımcı güveni: Sürdürülebilir ve etik iş modelleri, yatırımcıların portföylerini ESG kriterlerine uyumlu hale getirme baskısıyla daha da önem kazanıyor. ISAE 3000, bu güveni pekiştirir.

Örnek uygulamalar

Rand Refinery (Güney Afrika): ISAE 3000 denetimlerini tamamlayarak LBMA akreditasyonu aldı ve küresel yatırımcıların gözdesi haline geldi.

Nadir Metal (Türkiye): ISO 14001 ve ISAE 3000 uyumu sayesinde Avrupa ve Ortadoğu pazarında güvenilir bir tedarikçi konumuna ulaştı.

Çin’in altın piyasasındaki gücü ve küresel denge

Son yıllarda Çin, dünya altın piyasasında hızla yükselen bir aktör haline geldi. Ülke, dünyanın en büyük altın üreticilerinden biri olmanın yanı sıra, Shanghai Gold Exchange (SGE) aracılığıyla küresel ticarette daha fazla söz sahibi olmayı hedefliyor.

Bu gelişme, küresel altın piyasasında yeni dengelerin oluşmasına neden olabilir. Çin’in piyasaya sunduğu büyük altın rezervleri, küresel fiyatları etkileyebilir ve yeni akreditasyon süreçleri oluşturabilir. Bu değişimlere uyum sağlamak isteyen piyasa aktörlerinin, uluslararası akreditasyonlara odaklanarak rekabet avantajı elde etmesi gerekiyor. LBMA, EBC ve SGE gibi prestijli kuruluşlardan alınacak akreditasyonlar, küresel ticaretin güvenilirlik kriterlerine uyum sağlamada kritik bir rol oynayacaktır.

Küresel belirsizlikler (jeopolitik gerilimler, enflasyon, para birimi dalgalanmaları) altının ‘güvenli liman’ rolünü güçlendiriyor. Ancak yatırımcılar, fiziki altın yerine akreditasyonlu ve sürdürülebilir kaynaklardan gelen ürünlere yöneliyor. Bu da şirketlerin uluslararası akreditasyonları bir zorunluluk değil, piyasada hayatta kalma stratejisi olarak görmesi gerektiğini gösteriyor.

Türkiye’nin gri listeden çıkışı ve küresel akreditasyonun önemi

2024 yılında Türkiye, Finansal Eylem Görev Gücü (FATF) tarafından gri listeden çıkarıldı. Bu gelişme, uluslararası finansal sistemde Türkiye’nin itibarını güçlendirirken, yatırımcıların ve finansal kuruluşların Türkiye’ye olan güvenini de artırdı. Ancak gri listeden çıkışın tam anlamıyla bir ekonomik avantaja dönüşebilmesi için, Türkiye’nin küresel akreditasyonlara daha fazla önem vermesi gerekiyor.

Türkiye’nin küresel altın piyasasında güçlenmesi için yerel aktörlerin uluslararası standartlara uyumu büyük önem taşıyor. Örneğin, İstanbul Altın Rafinerisi (IAR), 2012’de LBMA akreditasyonu alarak Türkiye’nin ilk ve tek LBMA onaylı rafinerisi oldu. Bu süreçte, tedarik zincirindeki her bir gram altının kaynağının blockchain tabanlı sistemlerle izlenebilir hale getirilmesi ve çevresel etki raporlarının şeffaf şekilde paylaşılması kritik rol oynadı. Ayrıca,  BİST kıymetli madenler piyasasında 2023’te devreye alınan gram altın kontratları, küçük yatırımcıların fiziki altın yerine dijital alım-satım yapmasına olanak tanıyarak piyasanın derinleşmesini sağladı.

Türkiye, yıllık 200 ton altın işleme kapasitesi ile dünyada 4. sırada yer alırken, LBMA ve EBC akreditasyonlu rafineri sayısını artırması halinde Asya ve Avrupa arasındaki ‘altın koridorunda’ bir merkez haline gelebilir.

Özellikle altın ve kıymetli maden sektörü açısından, Türkiye’nin LBMA, EBC, DMCC ve diğer uluslararası akreditasyon kuruluşları ile entegrasyonu, ülkenin küresel piyasalarda daha sağlam bir yer edinmesini sağlayacaktır. Akredite olan rafineriler, uluslararası pazarlara daha rahat erişebilir ve güvenilir tedarikçiler olarak kabul edilir. Bu nedenle, Türkiye’de faaliyet gösteren altın rafinerilerinin ve ticaret firmalarının küresel standartlara tam uyum sağlaması büyük önem taşıyor.

Gri listeden çıkış, Türkiye için sadece bir başlangıç. Uluslararası finans dünyasında daha güçlü bir konuma gelmek için akreditasyon süreçlerine hız verilmesi gerekiyor.

Gerçek dünya örnekleri: Küresel akreditasyon alan başarılı şirketler

Rand Refinery (Güney Afrika): Dünyanın en büyük altın rafinerilerinden biri olan Rand Refinery, LBMA akreditasyonunu alarak küresel pazarda güvenilir bir oyuncu haline geldi. Akreditasyon sürecinde, finansal şeffaflık ve izlenebilirlik sistemlerini güçlendiren şirket, global yatırımcılar için tercih edilen bir rafineri haline geldi.

Valcambi (İsviçre): Valcambi, sürdürülebilir altın üretimi konusunda dünya çapında tanınan bir rafineridir. OECD’nin Sorumlu Tedarik Zinciri Kılavuzu’na tam uyum sağlayarak, LBMA ve ASFCMP sertifikalarını almıştır. Bu sayede, dünyanın dört bir yanındaki yatırımcılar tarafından tercih edilen bir tedarikçi olmuştur.

Emirates Gold (Dubai): DMCC ve EBC tarafından akredite edilen en tanınmış rafinerilerden biridir. Bu akreditasyon sayesinde, Dubai’deki ve küresel pazardaki altın ticaretine daha güçlü bir şekilde katılıyor.

Sonuç: Altın piyasasında yeni dönem

Altın ticaretinde faaliyet gösteren kuruluşlar için uluslararası akreditasyon süreçlerine hızla entegre olmak, küresel piyasalarda güvenilir bir konum elde etmenin en etkili yollarından biridir. Bu süreci desteklemek için:

  • ISAE3000 gibi uluslararası denetim standartlarına uyum sağlanmalı,
  • LBMA, EBC, SGE ve diğer akreditasyon süreçlerine odaklanılmalı,
  • BIST’in kıymetli maden piyasasına yönelik yeni düzenlemeleri etkin şekilde uygulanmalı.

Küresel altın piyasasında daha güçlü bir konuma sahip olmak isteyen firmalar için uluslararası standartlara uyum sağlamak ve akreditasyon süreçlerini tamamlamak, finansal güvenilirliği artıran önemli adımlardır. Eğer bu süreçler doğru şekilde yönetilirse, altın piyasasında faaliyet gösteren şirketler küresel rekabet avantajı elde edebilir ve daha sağlam bir ticaret yapısına kavuşabilir.

*DMCC altında çalışan ve kıymetli metal sektörüne odaklanan bir komitedir. Belirlediği akreditasyon standartlarını uygulayan bir ticaret otoritesidir.

PKFİSTANBUL
PKF İstanbul is a member of PKF Global, the network of member firms of PKF International Limited, each of which is a separate and independent legal entity and does not accept any responsibility or liability for the actions or inactions of any individual member or correspondent firm(s).


“PKF`` and the PKF logo are registered trademarks used by PKF International Limited and member firms of the PKF Global Network.

They may not be used by anyone other than a duly licensed member firm of the Network.

Eski Büyükdere Cad. Park Plaza, No: 14 Maslak İSTANBUL

PKFİSTANBUL
PKF İstanbul, PKF Global'a bağlı bir üye olup, her biri ayrı ve bağımsız hukuki bir varlık olan PKF International Limited üye firmalarının ağıdır. Her bir üye veya yazışma firmasının eylemleri veya eylemsizliği konusunda hiçbir sorumluluk veya yükümlülük kabul etmemektedir.

PKF İstanbul is a member of PKF Global, the network of member firms of PKF International Limited, each of which is a separate and independent legal entity and does not accept any responsibility or liability for the actions or inactions of any individual member or correspondent firm(s).
Eski Büyükdere Cad. Park Plaza, No: 14 Maslak İSTANBUL
HİZMETLERİMİZSizlere neler sunuyoruz?
Son Yazılar