Şirketler, operasyonlarını devam ettirirken karşılaştıkları değişim ve büyüme süreçleri bağlamında, nevi değişikliği, bölünme, birleşme ve katılma gibi yapısal dönüşümlerle sıkça karşılaşabiliyor. Bu dönüşümler, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) açısından hukuki ve mali yükümlülükler teşkil ediyor. Bu çerçevede, şirketlerde meydana gelen nevi değişikliği, bölünme, birleşme ve başka bir şirkete katılma gibi durumlar, SGK’ya işyeri bildirimi yapılmasını zorunlu kılan yükümlülüklerdendir.
Sosyal güvenlik bağlamında işyeri kavramı, sigortalı olarak kabul edilen bireylerin hem maddi hem de maddi olmayan unsurlar dahilinde işlerini icra ettikleri mekanları ifade ediyor. İşyerinde üretilen mal veya sunulan hizmetle niteliksel bir bağlantı taşıyan ve aynı yönetim altında organize edilen alanlar işyeri kapsamına dâhil ediliyor. Bu bağlamda, bir yerin işyeri olarak değerlendirilebilmesi için o alanda sigortalı statüsünde en az bir bireyin bulunması zorunludur.
İşyerine dair bildirimde bulunma yükümlülüğü ve tescil süreci, sosyal güvenlik mevzuatınca düzenlenmiştir; bu kapsamda, işverenler, sigortalı personel çalıştırmaya başladıkları tarihten itibaren, işyeri bildirgesini en geç o tarih itibarıyla Sosyal Güvenlik Kurumu’na sunmakla mükellef kılınmışlardır. Bu bağlamda, 5510 sayılı Kanun’un 4/1-a (SSK) veya 4/1-c (Emekli Sandığı) bentleri kapsamında sigortalı istihdam eden, sigortalı çalıştıran bir işyerinin devrini üstlenen ya da bu tür bir işyerinin intikali ile karşılaşan işverenler, Kanun’da öngörülen süreler dahilinde işyeri bildirgesini SGK’ya elektronik ortamda iletmekle yükümlüdür.
Aynı işverenin birden fazla özel veya ihale kapsamındaki iş edinmesi, işyeri kurması ya da devir alması ya da bu tür bir varlığın kendisine intikal etmesi durumunda, genel bir prosedür olarak her işyeri için ayrı bir işyeri bildirgesi düzenlenmesi zorunludur.
Diğer taraftan, işverenin talebi doğrultusunda, aynı işverene ait ve benzer bir iş kolunda, işin sona ermesinin ardından bir ay içerisinde yeniden gerçekleştirilen veya ihale edilen güvenlik, temizlik, taşıma gibi hizmet alımları için, yeni bir işyeri bildirgesi aranmaksızın mevcut işyeri dosyası üzerinden işlemlerin yürütülmesi mümkündür.
Şirket nevinin değişmesi, birleşme, bölünme ve katılma süreçleri, SGK’ya işyeri bildirim yükümlülüğünü doğuruyor. Şirketlerin hukuki yapısını değiştiren nevi değişikliği (örneğin, limited şirketin anonim şirkete dönüşümü), SGK’ya işyeri bildirimi yapılmasını zorunlu kılıyor. Şirket bölünmesi, mevcut bir tüzel kişiliğin bir kısmının başka bir tüzel kişiliğe aktarılması veya yeni tüzel kişiliklerin tesis edilmesi süreçlerini ifade ediyor.
Birleşme, bir veya daha fazla tüzel kişiliğin başka bir tüzel kişilik çerçevesinde bir araya gelerek faaliyet göstermesi sürecidir ve bu işlem, özellikle büyük ölçekli şirketlerde gözlemlenen bir yapısal dönüşümü temsil ediyor. Bir şirketin başka bir tüzel kişiliği tam anlamıyla devralarak faaliyetlerine devam etmesi, SGK açısından hem prim yükümlülüklerinin hem de hukuki sorumlulukların devrini kapsayan bir katılma işlemi olarak değerlendiriliyor.
Sosyal güvenlik mevzuatına göre;
- 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu çerçevesinde faaliyet gösteren şirketlerde nevilerin değişimi, birleşme, bölünme veya diğer bir şirkete katılım durumlarında, bu olayların ticaret siciline tesciline ilişkin ilan tarihinin,
- Adi şirketlerde yeni bir ortağın kabulü durumunda ise, en geç yeni ortağın katıldığı tarihi izleyen on gün içerisinde bu durumlardaki değişikliklerin
işyeri bildirgesi düzenlenerek e-sigorta kanalıyla SGK’ya bildirilmesi zorunludur.
- İşyerlerinde işletme adı (unvan) değişiklikleri söz konusu olduğunda, işyeri bildirgesi sunulmasına gerek duyulmuyor; bu değişikliklerin, bir yazı ile SGK’ya bildirilmesi yeterli kabul ediliyor.
- Şirketlerin türlerinin dönüşümü, birleşim, bölünme veya bir şirketin diğerine katılması gibi durumlarda, ayrıca adi şirketlerde yeni ortak kabulü halinde SGK’ya işyeri bildirgesi sunulması bir zorunluluk teşkil ediyor. Ancak bu süreçte yeni bir işyeri dosyası kaydı yapılmıyor, gerekli güncellemeler sağlanarak işlemler mevcut işyeri dosyası üzerinden sürdürülebiliyor.
İşyeri tesciline ilişkin SGK tarafından uygulanan idari para cezası tutarları, işyeri bildirgesi verme zorunluluğu ile ilişkilidir ve bu yükümlülük, sosyal güvenlik alanında idari para cezası yaptırımı taşımıyor. Bu çerçevede, Kurum tarafından belirlenen şekil ve usullere uygun olarak işyeri bildirgesini sunmayanlar, Kurum’un internet, elektronik ya da benzeri platformlar aracılığıyla gönderim yapma zorunluluğuna aykırı hareket edenler veya 5510 sayılı Kanun’da belirtilen süre içerisinde Kurum’a bildirimde bulunmayanlar, 5510 sayılı Kanun’un 102. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince idari para cezasına tabi tutuluyor. Buna göre 2025 yılında uygulanan idari para cezası tutarları şöyle;
İşyerinin Tabi Olduğu Defter Türü | Ceza Tutarı |
Kamu idareleri ile bilânço esasına göre defter tutmak zorunda olanlar | 78.016,50 TL |
Diğer defterleri tutmak zorunda olanlar | 52.011,00 TL |
Defter tutmakla yükümlü olmayanlar | 26.005,50 TL |
Nevi değişikliği, bölünme, birleşme ve katılma işlemlerinde SGK İPC uygulaması; SGK işyeri tescil sürecinde tüzel kişiler için Vergi Kimlik Numarası, gerçek kişiler için ise T.C. kimlik numarası gerekiyor. Tescil işlemleri, kimlik numarası temel alınarak gerçekleştiriliyor. Bu çerçevede, bir işverenin işyeri tescilinde meydana gelen değişiklik, aynı işverene bağlı olarak SGK’da kayıtlı diğer işyerleri için de benzer sonuçlar doğuruyor. Bu nedenle, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında faaliyet gösteren şirketlerin türlerinin değiştirilmesi, birleşme, bölünme veya başka bir şirkete katılım durumlarında, her bir işyeri için ayrı ayrı işyeri bildirgesi sunulması gerekliliği söz konusu değildir. (25.10.2024 tarihli SGK Genel Yazısı) Bu bağlamda, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na tabi şirketlerin türlerinin değişimi, birleşim, bölünme veya başka bir şirkete katılma durumlarında;
1) İşverenin, herhangi bir işyeri için işyeri bildirgesini yasal süre içerisinde sunması halinde, yükümlülük yerine getirilmiş kabul ediliyor.
2) İşverence, işyeri bildirgesinin herhangi bir işyeri için yasal süresinde sunulması şartıyla, aynı Vergi Kimlik Numarası altındaki diğer işyerleri için işyeri bildirgesi yasal süresi dışında verilse dahi, idari para cezası uygulanmıyor.
3) İşverence işyeri bildirgesinin yasal süresinin aşılarak sunulması durumunda ve işverenin aynı Vergi Kimlik Numarası altında faaliyet gösteren birden fazla işyeri varlığı halinde, yalnızca bir işyeri için idari para cezası uygulanmakta; diğer işyerleri için ise ayrı ayrı idari para cezası tatbik edilmiyor.