Personel istihdam süreci, iş dünyasının her zaman hayati bir parçası olmuş ve yıllar içinde önemli değişiklikler geçirmiştir. Önceleri çalışanların işe alınması ve işten çıkarılmasıyla yöneticiler ilgilenirken yönetimsel sorumlulukların kapsamı sürekli genişlemiş ve beraberinde personel alımı, yetenek yönetimi gibi konularda etkin bir rol oynayacak uzman kadro ihtiyacı da doğmuştur.
Günümüzde İnsan Kaynakları departmanları; işe alım, tarama, başvuru sahiplerini yönlendirme, iş ilişkileri, sosyal haklar, tazminat ve çalışan gelişimi gibi bir dizi görevi yönetmekten sorumlu hale gelmiştir. İşletmenin vizyon ve misyonuna uygun personel istihdam etme sorumluluğu ise kritik bir öneme olup bu süreçte birtakım zorluklarla karşılaşılması da oldukça olasıdır.
İşe alım sürecinin işletme üzerindeki zorlayıcı etkileri
- Rekabetçi piyasa: Nitelikli adayları çekmek ve işe almak, rekabetçi bir iş piyasasında oldukça zor olabilir. İşletmeler, diğer şirketlerle aynı aday havuzunu paylaşırken, farklılaşma ve cazip teklifler sunma konusunda yaratıcı olmalıdır.
- Zaman baskısı: İşe alım süreci zaman alıcı İşletmeler, pozisyonları hızla doldurmak istese de bu aceleci yaklaşım kaliteli adayları kaçırma riskini artırabilir.
- Teknolojik değişimler: Teknolojik yenilikler, işe alım sürecini de değiştirmektedir. İşletmeler, güncel dijital platformları kullanarak aday arama ve değerlendirme süreçlerini yönetmelidir.
- Kültürel uyum: İşe alınan adayların işletmenin kültürüne uyum sağlaması önemlidir. Kültürel uyumun sağlanması için doğru adayları seçmek ve onları işletme değerleriyle bütünleştirmek gereklidir.
- Maliyetler: İşe alım süreci İlan verme, mülakatlar, teknolojik altyapı, değerlendirme araçları ve personel giderleri gibi faktörler işletmelerin bütçesini her zaman etkileyecektir.
Bu zorluklarla başa çıkmak için işletmelerin işe alım sürecini stratejik bir şekilde yönetmesi, teknolojiyi etkin bir şekilde kullanması ve adayları işletme kültürüne uygun olarak seçmesi gerekiyor. İşletmenin mevcut iç kaynaklarla bu süreci yürütmek yerine dış kaynak kullanımına yönelmesi halinde bu zorlukların beraberinde getirdiği birçok risk de minimuma indirilmiş olacaktır.
Dış kaynak kullanımı nedir?
Dış kaynak kullanımı, İngilizce karşılığı ile ‘outsourcing’ olarak da biiniyor. Bu iş stratejisi, işletmelerin operasyonel veya yönetimsel iş yükünü, alanında uzman bir 3. firmadan hizmet alarak karşılaması anlamında kullanılıyor.
Dış kaynak kullanımının işe alım süreçlerine etkisi
Dış kaynak kullanımı, işletmelerin faaliyetlerini daha etkin bir şekilde sürdürebilmelerine olanak tanıyan bir yönetim stratejisidir. İşletmeler, tam uzmanlaşmadıkları konulardaki işleri bu konuda uzmanlaşmış şirketlere devrederler. İşe alım süreçlerinde dış kaynak kullanımının bazı faydaları şunlardır:
Maliyetler: İşe alım sürecinin belirli aşamalarını dışarıdan bir danışmanlık firmasına veya insan kaynakları hizmet sağlayıcısına devretmek maliyetleri önemli ölçüde düşürecek ve işletmenin iç kaynaklarını daha verimli kullanmasına yardımcı olabilir.
Uzun vadeli fayda: İşe alım danışmanlık hizmeti veren firmalar, işe alım ve aday tarama için yeterli kaynaklara sahiptir. Böylece aday havuzlarından şirketinizin kültürü, değerleri ve hedeflerine en uygun adayı size sağlayacaklardır. Bu da ilgili adayın uzun vadeli istihdam edilmesinde önemli bir etkendir.
Hız ve verimlilik: Dış kaynak kullanımı, işe alım süreçlerini hızlandıracaktır. Dışarıdan destek veren uzmanlar, işe alım sürecinin daha verimli ve etkili bir şekilde yürütülmesine katkıda bulunurken işletme, ana faaliyet konularına daha fazla zaman ayırabilecektir.
Bu da ana faaliyetine ilişkin çıktıda artışa olanak sağlayacaktır.
Risk azaltma: İşe alım sürecinin sorumluluğu ve yaşanacak problemlerin tek muhatabı işletme olmayacağından risk yönetimiyle büyük ölçüde dış kaynak ilgilenecektir.
En basit haliyle ifade ettiğimiz bu olumlu etkenler dış kaynak kullanımının işletmeler için stratejik bir yöntem olarak benimsenmesini sağlamıştır. Bu sayede işletmeler hem iş süreçlerini daha iyi yönetebilecek hem de öz sermaye arttırımına katkıda bulunabileceklerdir.
Sonuç olarak; İnsan kaynakları departmanı işletmenin hedeflerine ulaşılmasında ve stratejilerin belirlenmesinde önemli bir role sahiptir. İşletmeler günümüzde insan kaynakları departmanının işe alım fonksiyonlarını dış kaynaklardan temin etme yoluna giderek maliyet ve verimlilik avantajı elde ediyor. Bu stratejik ortaklıktan yararlanan insan kaynakları çalışanları da zaman alabilecek bazı görevleri devrederek kendileri için zaman tasarrufu sağlayarak, şirket adına katma değeri daha yüksek işleri yürütmede rol alabiliyor. Dolayısıyla sadece işletme için değil çalışanlar için de oldukça avantaj sağlayan bu hizmet günümüz iş dünyasının trend iş stratejisi olma eğilimini sürdürmeye devam ediyor.
