Sosyal Güvenlik Kurumu Alacaklarının Kesinleşmesi İdareye Başvuru Şartı ve Dava Yolu

8 Haziran 2021Yazan: Mehmet Erciyas

Sosyal Güvenlik Kurumu’nun temel amacı, sosyal sigortacılık ilkelerine dayalı, etkin, adil, kolay erişilebilir, aktüeryal ve mali açıdan sürdürülebilir, çağdaş standartlara uygun bir sosyal güvenlik sistemi yürütmektir. Sosyal güvenliğin yürütümü, her şeyden önce aktüeryal ve mali açıdan sürdürülebilir bir gelir politikası ile giderlerin karşılanabildiği finansal dengenin kurulmasına bağlıdır. Kurumun en önemli finans kaynağı ise sosyal sigorta ve genel sağlık sigortası primleridir.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile prim ve diğer alacakların tahsil edilmesinin güvence altına alınması ve yükümlülüklerini yerine getirmeyenler hakkında yaptırımların uygulanmasına ilişkin çeşitli hükümler getirilerek Kurum alacaklarının 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre takibi öngörülmüştür. 6183 sayılı Kanun, özel icra hukukundan ayrı olarak kamu alacakları için kolay, hızlı ve daha etkili yöntemler içeren geniş kapsamlı bir usul kanunudur.

Yasal olarak Kurum alacakları; sosyal sigorta primleri, işsizlik sigortası primleri, idari para cezaları, gecikme cezası ve zamları ile katılım paylarından oluşmaktadır. Belirtilen bu alacakların hesabında ve ödenmesinde ise en önemli husus borcun kesinleşmesi olup, yasal süresinde defaten veya taksitle de olsa ödenmeyen borçlar için gecikme faizi ve zammı uygulanmakta ve birçok teşvik ve indirimden yararlanılamamaktadır.

 

Sosyal Güvenlik Kurumu Alacaklarının Kesinleşmesi borcun kesinleşmesi

Borcun Kesinleşmesi

İşverenlerin Kurumca belirlenen usule aykırı işlem yaptığının tespit edilmesi halinde 5510 sayılı Kanun’un “Kurumca Verilecek İdarî Para Cezaları” başlıklı 102. maddesi uyarınca idari para cezası uygulanmaktadır. İlgili kanun hükmüne göre; idarî  para  cezaları  tebliğ  ile  tahakkuk etmekte, borç tutarı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nun ilgili banka hesaplarına yatırılmakta veya aynı süre içinde Kurum’a itiraz edilebilmektedir. Bu aşamada unutulmamalıdır ki İtiraz takibi durdurmaktadır. İtirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden  itibaren  30 gün içinde  yetkili  İdare  Mahkemesi’ne  başvurabilmektedir. Bu  süre  içinde başvurunun yapılmamış olması halinde, idari para cezası kesinleşmektedir.

İdarî para cezalarının, itiraz edilmeden veya yargı yoluna başvurulmadan önce tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde peşin ödenmesi halinde ise, bunun dörtte üçü tahsil edilmekte ve peşin ödeme, yargı yoluna başvurma hakkını etkilememektedir. Ancak, mahkemece Kurum lehine karar verilmesi halinde, daha önce tahsil edilmemiş olan dörtte birlik ceza tutarı gecikme faizi ile birlikte tahsil edilmektedir. Dava yoluna gidilmesi idari para cezasının takip ve tahsilini durdurmadığından, tahakkuk eden tutar gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte tahsil edilmektedir.

Bir diğer uyuşmazlık alanı olan asgari işçilik uygulaması ise; bir işin yürütümü için gerekli olan en az sigortalı sayısına, prime esas kazanç tutarına ve çalışma süresine uygun olarak işverence Kurum’a yeterli işçilik bildirilip bildirilmediğinin tespitine yönelik bir uygulama olup, kayıt dışı istihdamın önlenmesini ve Kurum gelirlerinin artırılmasını amaçlamaktadır. işverenin, işin yürütümü açısından gerekli olan sigortalı sayısının, çalışma süresinin veya prime esas kazanç tutarının altında bildirimde bulunduğunun tespiti halinde, işin yürütümü açısından gerekli olan asgari işçilik tutarı hesaplanmakta ve tahakkuk edecek prim tutarı gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte işverene tebliğ edilerek bu borcun 1 ay içinde ödenmesi istenmektedir. işverene tebliğ edilen primin ödenmesi veya ödeneceğinin işveren tarafından yazılı olarak taahhüt edilmesi halinde bu borç kesinleşmektedir.

Ayrıca, gerekli şartların sağlanması halinde asgari işçilik incelemesine gidilmeksizin işverenle uzlaşma yapılabilmektedir. Uzlaşmaya varılması halinde, bu durum tutanakla tespit edilecek ve uzlaşılan tutarlar kesinleşektir. Uzlaşma konusu yapılan tutarlar hakkında işverence dava açılamayacak ve hiçbir mercie şikâyet ve itirazda bulunulamayacaktır. Uzlaşılan prim ve idari para cezaları uzlaşma tutanağının düzenlendiği tarihten itibaren 1 ay içinde peşin ödeme indiriminden faydalanmaksızın, ödenecektir. Uzlaşılan tutarların, bu sürede tam olarak ödenmemesi halinde uzlaşma bozulacağından uzlaşılan tutarlar kazanılmış hak teşkil etmeyecektir.

Son olarak ise, Kurum’un denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca kayıtdışı olarak çalıştırıldığı tespit edilen sigortalılar için işveren tarafından verilmesi gereken belgeler ile çalışanlara ait primlerin ödenmesine 5510 sayılı Kanunun “Prim belgeleri ve işyeri kayıtları” başlıklı 86’ncı  maddesinde  yer  verilmiştir. Buna göre, Kurum’a verilmesi gereken belgelerin yapılan tebligata rağmen 1 ay içinde verilmemesi veya noksan verilmesi halinde, bu belgeler re’sen düzenlenmekte ve muhteviyatı sigorta primleri tespit edilerek işverene tebliğ edilmektedir. İşveren, tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde itiraz edebilmektedir. Bu durumda işveren tebliğ edilen borca bir ay içinde itiraz etmez ve dava da açmazsa borç kesinleşmektedir.

İdareye Başvuru Şartı

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve ikincil mevzuattan kaynaklanan uyuşmazlıklar temel olarak idari para cezalarından kaynaklanan uyuşmazlıklar, sigortalı hizmet tespitinden kaynaklanan uyuşmazlıklar, prim ve diğer alacakların tahakkuk ve tahsiline ilişkin uyuşmazlıklar, asgari işçilik işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar, iş kazaları ve meslek hastalıklarına ilişkin rücu davaları olarak sıralanabilir. 2017 yılında yürürlüğe giren İş Mahkemeleri Kanunu ile çalışma hayatına yönelik uyuşmazlıkların çözümünde köklü değişikliklere gidilmiştir. Yukarıda ifade edilen sosyal güvenlik uyuşmazlıklarında idareye başvuru şartı da bunlardan bir tanesidir.

İfade edilen uyuşamazlık türlerine dikkat edilecek olursa hizmet tespit davaları için Kurum’a başvuru şartı bulunmamaktadır. Ancak, sigortalılar isterlerse SGK’ya başvurarak Kurum’un denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca tespit isteyebilecekleri gibi, isterlerse direkt olarak dava yoluna da gidebilirler. Hatta iki yöntemi aynı anda yürütme imkanı da bulunmaktadır. Ancak, 4/b (Bağkur) hizmet tespitine ilişkin uyuşmazlıklarda dava yoluna başvurulmadan önce idareye başvuru şartı bulunmaktadır.

Sosyal Güvenlik Kurumu Alacaklarının Kesinleşmesi Dava Yolu

Dava Yolu

Yasal olarak tüm kamu kurum ve kuruluşlarının işlem ve uygulamalarına karşı idari yargı yoluna gidilmektedir. Yine, genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlülükler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin konularda da Vergi Mahkemeleri’nde dava açılması gerekmektedir.

Sosyal Güvenlik Kurumu’nun iş ve işlemleri de idari işlem kapsamına girdiği halde, sadece Kurum tarafından 5510 sayılı Kanunun 102 nci maddesine istinaden uygulanacak idari para cezaları ve Kurum personeli tarafından haklarında yapılan işlemlerle ilgili olarak İdare Mahkemesi’nde dava açılması gerekmektedir. Bunun dışında SGK tarafından yapılan hiçbir işlem ve uygulamayla ilgili olarak İdare Mahkemesi’ne başvurulamayacaktır.

5510 sayılı Kanun’un uygulanmasına ilişkin olarak Kurum tarafından yapılan tüm iş ve işlemlere karşı İş Mahkemesi’nde dava açılması gerekmektedir. İş Mahkemesi olmayan yerlerde bu mahkemenin görev alanına giren dava ve işlere o yerdeki Asliye Hukuk Mahkemeleri görevlendirilmektedir.

Ayrıca, SGK tarafından gönderilen prim borçları ve idari para cezalarına ilişkin olanlar da dahil olmak üzere ödeme emirlerinin iptali için İş Mahkemesi’nde dava açılması gerekmektedir. Dolayısıyla Kurum tarafından uygulanan idari para cezasının iptali için İdare Mahkemesi’ne dava açılmalıyken, bu cezanın ödenmemesi halinde gönderilecek ödeme emrine karşı İş Mahkemesi’nde dava açmak gerekmektedir.

Yine, Sosyal Güvenlik Kurumu ile sağlık hizmet sunucuları arasından yapılan sözleşme veya protokollerle ilgili olarak SGK tarafından uygulanan ceza ve yaptırımlar sosyal güvenlik hukuku düzenlemeleriyle ilgili olmayıp haksız fiil ve protokol – sözleşme hükümlerine aykırı işlemler kapsamına girdiğinden, Kurumun bu konudaki işlem ve uygulamalarına karşı Asliye Hukuk Mahkemeleri’nde dava açılması gerekmektedir.

PKFİSTANBUL
PKF Istanbul is the network of member firms of PKF International Limited, each of which is a separate and independent legal entity and does not accept any responsibility or liability for the actions or inactions of any individual member or correspondent firm(s).

“PKF" and the PKF logo are registered trademarks used by PKF International Limited and member firms of the PKF Global Network. They may not be used by anyone other than a duly licensed member firm of the Network.
Eski Büyükdere Cad. Park Plaza, No: 14 Maslak İSTANBUL
PKFİSTANBUL
PKF İstanbul, PKF Global'a bağlı bir üye olup, her biri ayrı ve bağımsız hukuki bir varlık olan PKF International Limited üye firmalarının ağıdır. Her bir üye veya yazışma firmasının eylemleri veya eylemsizliği konusunda hiçbir sorumluluk veya yükümlülük kabul etmemektedir.
PKF İstanbul is a member of PKF Global, the network of member firms of PKF International Limited, each of which is a separate and independent legal entity and does not accept any responsibility or liability for the actions or inactions of any individual member or correspondent firm(s).
Eski Büyükdere Cad. Park Plaza, No: 14 Maslak İSTANBUL
HİZMETLERİMİZSizlere neler sunuyoruz?
Son Yazılar