Güncel Yargıtay Kararları Işığında Fasıla Çalışmaların İşçilik Haklarına Etkisi

8 Haziran 2021Yazan: Servet Kaba

Bazı hallerde işçi aynı işverenin yanında farklı zamanlarda çalışabilmektedir. Örneğin işçi 5 ay çalıştığı işyerinde tekrar işe başladığı taktirde; bu 5 aylık süre, işçinin kıdeme bağlı hakları olan, iş güvencesi, yıllık izin ve kıdem tazminatını nasıl etkileyecektir?

6 AYLIK İŞ GÜVENCESİ KIDEMİ BAKIMINDAN KONUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ

4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesine göre, işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi için en az 6 aylık kıdeminin bulunması gerekmektedir. Aynı hükümde işçinin altı aylık kıdemi, aynı işverenin bir veya değişik işyerlerinde geçen süreler birleştirilerek hesap edilir denilmektedir. Bu halde, fasılalı çalışan bir işçi bakımından 6 aylık kıdemin hesabında tüm çalışma süreleri toplanır.

Örneğin; ilk çalışmasında 4 aylık kıdemi bulunan bir işçi; 2 aylık bir çalışmadan sonra 6 aylık kıdem koşulunu sağlamış olacaktır.

Bununla birlikte, Yargıtay 22. Hukuk Dairesi bir kararında, altı aylık kıdem süresinin hesaplanmasında istifa ile sona eren önceki dönemin tasfiye edildiğini belirtmektedir (E. 2012/14531 K. 2012/20551 T. 1.10.2012). Kanun hükmünün açıklığı karşısında bu karara katılmak mümkün görünmemektedir.

KIDEM TAZMİNATI BAKIMINDAN KONUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ

1475 sayılı İş Kanununun 14. maddesine göre, en az bir yıllık kıdemi olan ve iş sözleşmesi kanunda belirtilen nedenlerle sona eren işçi kıdem tazminatına hak kazanır. Anılan hükümde ayrıca, işçilerin kıdemleri, hizmet akdinin devam etmiş veya fasılalarla yeniden akdedilmiş olmasına bakılmaksızın aynı işverenin bir veya değişik işyerlerinde çalıştıkları süreler göz önüne alınarak hesaplanır denilmektedir.

Buna göre, ilk çalışmasında 4 aylık kıdemi bulunan bir işçi; 8 aylık bir çalışmadan sonra 1 yıllık kıdem koşulunu sağlamış olacaktır.

Bununla birlikte Yargıtay, fasılalı çalışmaların birleştirilmesinde, önceki dönemde iş ilişkisinin sona erme şekline ve kıdem tazminatı ödenip ödenmediğine bakmaktadır. Önceki dönemde işçi kıdem tazminatı almışsa veya önceki dönemde iş sözleşmesi kıdem tazminatına hak kazanılmayacak şekilde sona ermişse (işçinin istifası, işverenin haklı feshi), önceki dönem tasfiye edilmektedir (Y9HD, E. 2016/22429 K. 2020/19396, T. 21.12.2020).

YILLIK İZİN BAKIMINDAN KONUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ

4857 sayılı İş Kanunu m.53’e göre, hizmet süresi; bir yıldan beş yıla kadar (beş yıl dahil) olanlara ondört günden; beş yıldan fazla onbeş yıldan az olanlara yirmi günden; onbeş yıl (dahil) ve daha fazla olanlara yirmialtı günden az olmamak yıllık ücretli izin verilir. Yer altı işlerinde çalışan işçilerin yıllık ücretli izin süreleri dörder gün arttırılarak uygulanır. Onsekiz ve daha küçük yaştaki işçilerle elli ve daha yukarı yaştaki işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi yirmi günden az olamaz.

Anılan Kanunun 54. maddesine göre ise yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında işçilerin, aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştıkları süreler birleştirilerek göz önüne alınır.

Buna göre, ilk çalışmasında 4 aylık kıdemi bulunan bir işçi; 8 aylık bir çalışmadan sonra yıllık ücretli izne hak kazanmış olacaktır.

Yargıtay kararları ışığında konuyu iki örnekle özetlemek gerekirse; 

Örnek 1) 5 yıl kıdemi olan işçinin iş sözleşmesi sona ermiş, içerde kullanmadığı 30 günlük yıllık izne karşılık herhangi bir ücret ödenmemiştir. Bir süre sonra işçi tekrar işe alınmıştır. Bu halde işçinin yıllık izin hesabı önceki beş yıl dikkate alınarak hesaplanacak; işçi önceki dönemde kullanmadığı ve ücreti ödenmeyen 30 günlük yıllık iznini kullanabilecektir.

Örnek 2) 5 yıl kıdemi olan işçinin iş sözleşmesi sona ermiş, içerde kullanmadığı 30 günlük yıllık izne karşılık, 30 günün ücreti ödenmiştir. Bir süre sonra işçi tekrar işe alınmıştır. Bu halde işçinin yıllık izin hesabı önceki beş yıl dikkate alınarak hesaplanacak; kullanılmayan yıllık izinleri ücret ödenmek suretiyle tasfiye edildiğinden, önceki dönemden kalan 30 günlük yıllık izni kullanması artık mümkün olmayacaktır.

PKFİSTANBUL
PKF Istanbul is the network of member firms of PKF International Limited, each of which is a separate and independent legal entity and does not accept any responsibility or liability for the actions or inactions of any individual member or correspondent firm(s).

“PKF" and the PKF logo are registered trademarks used by PKF International Limited and member firms of the PKF Global Network. They may not be used by anyone other than a duly licensed member firm of the Network.
Eski Büyükdere Cad. Park Plaza, No: 14 Maslak İSTANBUL
PKFİSTANBUL
PKF İstanbul, PKF Global'a bağlı bir üye olup, her biri ayrı ve bağımsız hukuki bir varlık olan PKF International Limited üye firmalarının ağıdır. Her bir üye veya yazışma firmasının eylemleri veya eylemsizliği konusunda hiçbir sorumluluk veya yükümlülük kabul etmemektedir.
PKF İstanbul is a member of PKF Global, the network of member firms of PKF International Limited, each of which is a separate and independent legal entity and does not accept any responsibility or liability for the actions or inactions of any individual member or correspondent firm(s).
Eski Büyükdere Cad. Park Plaza, No: 14 Maslak İSTANBUL
HİZMETLERİMİZSizlere neler sunuyoruz?
Son Yazılar