Gerçek Kişilerin Ortak Olduğu Şirketler ile Borç Alacak İlişkisi Riskleri

27 Aralık 2022Yazan: İbrahim Potur

Çoğumuzun başından geçmiştir, insanlar, çevresinden, eşinden, dostundan zaman zaman borç alıp, borç vermiştir. Şirketler de ortaya çıkan nakit ihtiyaçları için bazen gerçek kişi ortaklarından TL veya döviz cinsinden borç alabilmektedir. Veya tam tersi şekilde şirketler de gerçek kişi ortaklarına borç verebilmektedir.

Ancak borç verip, borç alma şirketler ve gerçek kişiler arasında gerçekleşince vergi kanunları karşımıza çıkmaktadır. Bu yazımız da gerçek kişi ortakların borç vermesi konusu değerlendireceğiz.

  1. Gerçek kişilerin TL cinsinden şirkete borç vermesi;

Şirketlerin TL cinsinden alınan borçlar karşılığında gerçek kişi ortağına herhangi bir faiz, komisyon vb. ödeme zorunluluğu yoktur. Ancak borca karşılık bu tür bir ödeme yapılması yönünde karar alınmış ise bu durumunda transfer fiyatlandırması veya örtülü sermaye hükümlerine riayet edilmesi gerekir. Bunun ile birlikte mevzuata yeni dahil olan finansman gider kısıtlaması da dikkate edilmesi gereken uygulama olarak karşımıza çıkmaktadır.

  1. Gerçek kişilerin döviz cinsinden şirkete borç vermesi;

Şirketler ortaklarından rahatça döviz cinsinden borç alabiliyor idi. Ta ki Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair 85 No.lu 13.09.2018 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararına kadar.

Yapılan düzenleme ile aşağıda belirtilenlerin dışında, Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında düzenleyecekleri danışmanlık, aracılık ve taşımacılık dâhil hizmet sözleşmeleri dövizle işlem yasağı kapsamında bulunuyor.

– Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan kişilerin taraf oldukları hizmet sözleşmeleri,

– İhracat, transit ticaret, ihracat sayılan satış ve teslimler ile döviz kazandırıcı hizmet ve faaliyetler kapsamında yapılan hizmet sözleşmeleri,

– Türkiye’de yerleşik kişilerin yurtdışında gerçekleştirecekleri faaliyetler kapsamında yapılan hizmet sözleşmeleri,

– Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; Türkiye’de başlayıp yurtdışında sonlanan, yurtdışında başlayıp Türkiye’de sonlanan veya yurt dışında başlayıp yurtdışında sonlanan hizmet sözleşmeleri,

– Türkiye’de yerleşik kişilerin Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan belgeli konaklama tesislerinde akdedeceği konaklama hizmet sözleşmeleri.

Yukarıda belirlenen haller dışındaki bütün hizmet sözleşmelerinin 13.10.2018 tarihinden itibaren Türk lirası cinsinden olması zorunluluğu getirilmişti.

Bu karar ile şirket ortaklarından döviz ile borç alınması ciddi tartışmaları da birlikte getirdi. Birçok firma karar tarihi ile varsa dövizli borçlarını karar alarak TL cinsine çevirdi. Ancak aksi yönde düşünenlerde olmak ile birlikte vergi kanunlarında bu işlemi kısıtlayıcı bir madde olmadığını görüşünü savunuyordu. Ve temel olarak ‘’şirketlerin ortaklarından borç alması veya ortaklarına borç vermesi, özünde bir borç ilişkisine dayanmakta’’ olduğu görüşü esasına dayanıyordu.

Mali idarenin görüşü de genel olarak dövizli borçlanmanın yasak olduğunu düşünerek cezalar salmakta idi. Böylece iş yargıya taşınmaya başladı. İş dünyası bu konuda sesini yükseltemeye başlamıştı.

Hazine tarafından bu konuda Maliye’ye gönderilen çerçeve yazıda;

“mükelleflerin ortaklarından, iştiraklerinden veya bağlı ortaklıklarından döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak borç̧ alması veya vermesi hususunun döviz veya dövize endeksli sözleşme olarak değil, döviz kredisi kullanımı/kullandırımı olarak değerlendirilmesi gerektiği, döviz kredilerinin Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 2008-32/34 sayılı Tebliğ’in 8. maddesi kapsamında bulunmadığı “

açıklandı (HMB. Finansal Piyasalar ve Kambiyo Genel Müdürlüğu ’nün 25.02.2021 tarihli E.86766257-010.99-116665 sayılı yazısı).

Yargı kararları da mükellef lehine doğmaya başlamıştı;

davacı şirketin ortağından döviz cinsinden yaptığı borçlanmalar, aralarında yapılan menkul ve gayrimenkul alım-satımı, taşıt veya finansal kiralama dahil her türlü menkul veya gayrimenkul kiralama, leasing ile iş ve hizmet ve eser sözleşmelerinde sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin hiçbirinin kapsamına girmemektedir. Dolayısıyla, davacı şirketin yurt içi yerleşik ortağından 2019 hesap döneminde döviz cinsinden yaptığı borçlanmaların 32 sayılı Kararın 4/g maddesi ve 2018-32/52 sayılı Tebliğ ile yapılan düzenleme kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Bu nedenle, davacı şirketin yurt içinde yerleşik ortağından almış olduğu döviz cinsinden borçlarına ilişkin kur değerlemesi yaptığı ve söz konusu tutarları kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate aldığından bahisle yapılan vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi tarhiyatında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” (Antalya 1. Vergi Mahkemesi’nin 28.10.2021 tarihli ve E.2021/465, K.2021/1258 sayılı Kararı).

Bu yaşanan gelişmeler neticesinde yeni bir karar yayınlandı.

Cumhuriyet Merkez Bankası 2022 yılının şubat ayında, Sermaye Hareketleri Genelgesi’nin yurt içinden kredi alınmasına genel esaslarında değişikliğe gitti.

(T.C. Merkez Bankası’nın konu ile ilgili düzenlemesi Sermaye Hareketleri Genelgesi’nin 38/2. Maddesin).

Söz konusu değişiklikle;

– Türkiye’de yerleşik kişiler ancak, bankalar ve finansal kuruluşlardan döviz kredisi temin edebilecekleri için bir firmanın başka bir firmaya döviz kredisi kullandırması mümkün bulunmamaktadır.

– Ancak, işlemin fon fazlası olan firmanın fon açığı olan aynı holding bünyesindeki firmaya veya grup firmasına ilgili tutarın döviz cinsinden karşılığını yatırabilmesi amacıyla gerçekleştirilmesi halinde, borçlandırmanın ve takibinin Türk lirası cinsinden yapılması kaydıyla, borçlandırma işlemlerine ilişkin bedellerin döviz cinsinden karşılığının firmanın yazılı beyanına istinaden yurt içindeki ilgili hesaplara transfer edilmesi mümkündür.

– Yeni bir döviz kredisi kullanmak suretiyle kredi kullanan firmanın aynı holding bünyesinde veya grup içinde olan başka bir firmaya söz konusu krediyi aktarması mümkün değildir.

Bu düzenleme ile, fon fazlası olan firmanın fon açığı olan aynı holding bünyesindeki firmaya veya grup firmasına grup içi dövizle borçlanma ya da borçlandırmanın, ancak takibinin Türk lirası cinsinden yapılması kaydıyla mümkün bulunuyor.

Peki bu işlemlere dayalı olarak gider yazılan kur farkları ve indirim yapılan KDV’si durumu ne oluyor?

İdare düzenlemelere uyulmaması ve döviz borçlarının değerlemeye tabi tutulmaması gerekirken değerleme yapılıp kur farklarının gider yazılması halinde, kur farkı giderlerini ve buna bağlı KDV’lerin indirimini kabul etmiyor, reddediyor.

Tespiti halinde kambiyo mevzuatı açısından hem Hazineye hem de Cumhuriyet Başsavcılıklarına bildirimde bulunuluyor.

Fı̇nansal Pı̇yasalar ve Kambı̇yo Genel Müdürlüğü’nün 25.02.2021 tarihli E-86766257-010.99/116665, tarihsiz ve E-86766257-010.05-516741 sayılı yazıları).

Sonuç:

Yargı mercii daha önce vermiş olduğu karar ile mükellef lehine davranmıştır. Ancak yapılan son değişiklik ile birlikte yeni bir dönem başlamış oldu. Mali idarenin eli bu değişiklik ile daha güçlü olmuş oldu. Bu konuda yargı yolu halen açık olmak ile beraber yeni davaların sonuçlarını beklemeden somut bir adım atarak uygulama tebliğ ile konuyu açıklamaya kavuşturmalıdır. Cumhurbaşkanlığı kararı özünde döviz ile borçlanmayı kısıtlamak amacı ile çıkmıştır. Bu minvalde idarenin görüşünün de her zaman bu karara yakın olacağı kanaatindeyim. Mükelleflerin risk almamak adına şirket ortaklarına döviz ile borçlanmamasını tavsiye ederim.

PKFİSTANBUL
PKF Istanbul is the network of member firms of PKF International Limited, each of which is a separate and independent legal entity and does not accept any responsibility or liability for the actions or inactions of any individual member or correspondent firm(s).

“PKF" and the PKF logo are registered trademarks used by PKF International Limited and member firms of the PKF Global Network. They may not be used by anyone other than a duly licensed member firm of the Network.
Eski Büyükdere Cad. Park Plaza, No: 14 Maslak İSTANBUL
PKFİSTANBUL
PKF İstanbul, PKF Global'a bağlı bir üye olup, her biri ayrı ve bağımsız hukuki bir varlık olan PKF International Limited üye firmalarının ağıdır. Her bir üye veya yazışma firmasının eylemleri veya eylemsizliği konusunda hiçbir sorumluluk veya yükümlülük kabul etmemektedir.
PKF İstanbul is a member of PKF Global, the network of member firms of PKF International Limited, each of which is a separate and independent legal entity and does not accept any responsibility or liability for the actions or inactions of any individual member or correspondent firm(s).
Eski Büyükdere Cad. Park Plaza, No: 14 Maslak İSTANBUL
HİZMETLERİMİZSizlere neler sunuyoruz?
Son Yazılar