Ücret Enflasyon İlişkisi Ve Asgari Ücret Tuzağı

23 Haziran 2023Yazan: PKF İSTANBUL

Ücret, işçi için çalışmasının karşılığı olarak elde ettiği maddi getiri olması açısından, işletme için ise üretimin maliyetine direkt etki eden bir unsur olması açısından önemlidir.  Ücret, geniş anlamda; “insan emeğinin bir bedeli”, genel anlamda; “işletmelerin kâr ve zararına bağlı olmayan, işveren tarafından emek sahibine ödenen, miktarı önceden belirlenmiş bir gelirdir.”

Asgari ücret ise, Türkiye’de 50 yılı aşkın tarihiyle eski ve köklü bir düzenleme olarak çalışanların ve işverenlerin yanı sıra siyasal aktörlerin de gündeminde geniş yer tutan bir sosyal politika aracıdır. İşçilere normal bir çalışma günü karşılığı olarak ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücrettir. Ücretin en alt düzeyi olan asgari ücret hem toplumsal açıdan hem de ekonomik açıdan oldukça önemli bir yapıya sahiptir. Asgari ücret, yapısı gereği düşük gelirler için bir ücret koruması olması nedeniyle sosyal politikaların, ücretlerden alınan vergiler için önemli bir taban oluşturması nedeniyle maliye politikalarının konusunu oluşturmakta ve toplumun büyük bir bölümünü etkilemektedir.

Bunlara ek olarak, liberal ekonomik sistemlerde işverenler açısından oldukça önemli olup, kamunun da asgari ücret düzeyine doğrudan maliye politikası araçları ile müdahalesi söz konusu olduğundan süreç; aynı zamanda toplumdaki tüm üretim güçlerini doğrudan etkilemektedir. Ücretin en az düzeyi olarak tanımlanan asgari ücret; istihdam, gelir dağılımı, fiyatlar genel düzeyi, büyüme gibi makro ve mikro ekonomik değişkenler üzerinde yarattığı ekonomik etkileri nedeniyle de ekonomi politikaları açısından önemlidir. Aynı zamanda gelirin adil bölüşümü fonksiyonunu yerine getirebilmesi yönüyle toplumsal sorunlar üzerinde de etkileri söz konusudur.

Enflasyon ile ücret ilişkisi makroekonomik dinamikler açısından son derece önemlidir. Özellikle ücret ve fiyatlardaki artışların birbirini takip etmesi anlamına gelen ücret-fiyat sarmalının varlığı da enflasyonist ortamda tüm kesimler tarafından dile getirilmektedir.

Enflasyonun yükseldiği bir ortamda asgari ücretin artırılması kaçınılmaz bir zorunluluktur. Ücretli kesimin satın alma gücünde ortaya çıkacak düşüşlerin ücret artırımlarıyla ayarlanması gerekmektedir. Bu, yalnızca ücretlinin desteklenmesi açısından değil aynı zamanda ekonominin canlılığını kaybetmemesi açısından da gereklidir. Çünkü satın alma gücünün sürekli düşmesi insanların taleplerinin düşmesine, bu da büyüme oranının düşmesine ve ardından işsizliğin yükselmesine yol açacaktır. Ancak tek etki ekonomi açısından canlılığın korunması olmayacaktır.

Asgari ücretin artışıyla birlikte diğer bütün ücretlerin buna paralel veya yakın oranlarda artırılması gerekir. Aksi takdirde çalışanların çoğu asgari ücret düzeyinde ücret alır hale gelir. Dolayısıyla asgari ücret, düşük gelirli çalışanları korumak ve adil bir çalışma koşulları sağlamak amacıyla uygulanmakla birlikte, asgari ücretin varlığı bazı durumlarda işçilerin karşılaştığı bir tuzağa dönüşebilir.

Asgari ücret tuzağı, özellikle enflasyonist dönemlerde asgari ücrette meydana gelen artışların aynı oranda diğer ücretlere uygulanamamasıyla birlikte ortaya çıkan ve genel ücret düzeyini asgari ücrete yaklaştıran bir olgudur. Yani asgari ücret, genel ücret düzeyini yükselten bir kaldıraç değil ücretleri asgari ücrete doğru sıkıştıran bir mengene görevi görmektedir.

Ücretlerin asgari ücrete yaklaşmasıyla birlikte yüksek ücretli işçiler aynı oranda ücret artışı sağlayamadığı için verim kaybı yaşayabilirler. Ya da beklediği ücret düzeyine ulaşamayan işçi, diğer tüm faktörler çerçevesinde işinden memnunken başka iş arayışına yönelebilecek ve toplam ekonomideki verim kaybı artmış olacaktır.

Ücretlerin asgari ücrete sürekli olarak yaklaşmasıyla birlikte ülke ekonomisi esasında güçlü bir tuzağa yakalanmış olacak; eğitim seviyesinin, deneyim ve beceri düzeyinin toplumda yarattığı kendini gerçekleştirme etkisi giderek azalacak ve eğitimli/donanımlı birey sayısında hızlı bir azalma görülecektir. Eğitimli ve deneyimli iş gücünün ülke ekonomisinde ve toplumdaki yerinin azalması üretim yöntemlerinde gerilemeye, verimsiz çalışmaya, sosyo-ekonomik dengesizliklere neden olacak ve sonuç olarak toplam çıktıda azalma meydana gelecektir.

Bundan daha önemlisi ise; eğitim, beceri ve deneyimin insani ihtiyaçlarını karşılamada bu kadar yetersiz olduğunu gören toplum üyelerinde meydana gelecek ümitsizlik, ekonominin orta ve uzun vadede girdiği büyük kara deliğin habercisi olacaktır. Çözüm ise popülist politikalardan hızla uzaklaşarak gerçekçi bakışla toplumun tüm kesimlerini en uygun düzeyde memnun edebilecek akılcı politikalar üretmektir.

PKFİSTANBUL
PKF Istanbul is the network of member firms of PKF International Limited, each of which is a separate and independent legal entity and does not accept any responsibility or liability for the actions or inactions of any individual member or correspondent firm(s).

“PKF" and the PKF logo are registered trademarks used by PKF International Limited and member firms of the PKF Global Network. They may not be used by anyone other than a duly licensed member firm of the Network.
Eski Büyükdere Cad. Park Plaza, No: 14 Maslak İSTANBUL
PKFİSTANBUL
PKF İstanbul, PKF Global'a bağlı bir üye olup, her biri ayrı ve bağımsız hukuki bir varlık olan PKF International Limited üye firmalarının ağıdır. Her bir üye veya yazışma firmasının eylemleri veya eylemsizliği konusunda hiçbir sorumluluk veya yükümlülük kabul etmemektedir.
PKF İstanbul is a member of PKF Global, the network of member firms of PKF International Limited, each of which is a separate and independent legal entity and does not accept any responsibility or liability for the actions or inactions of any individual member or correspondent firm(s).
Eski Büyükdere Cad. Park Plaza, No: 14 Maslak İSTANBUL
HİZMETLERİMİZSizlere neler sunuyoruz?
Son Yazılar