Endüstri 4.0 iken Denetimde Kaç Sıfır Öndesiniz?

23 Haziran 2023Yazan: PKF İSTANBUL

Teknolojinin hızının zaten takip edilebilir olmadığı ve ipin ucunun çoktan kaçmış olduğu günümüzde, denetim de teknolojinin kurallarını yazdığı oyunda nasıl hayatta kalacağına dair belli belirsiz şekillenmeye başladı. Varılacak yol belli ama bu yola çıkarken çantanıza koyacaklarınızı planlamadıysanız, yolda kalabilirsiniz. Herşeyin Sanayi Devrimi ile başladığı, hıza yetişemediğimiz noktada adeta çölde montla kalmamak ve daha fazla terlememek için teknolojinin şimdiden biraz ardından koşmaya hazır mıyız? Siz hazırsanız bile firmanız buna hazır mı?

Sanayileşme, yüzyıllar boyunca toplumların yaşamlarında etkili olmuş ve sanayi devrimi ile beraber yakın çağ diye andığımız , hala içerisinde bulunduğumuz döneme geçilmiştir. Bir çağın kapanışı başka bir çağın başlangıcı olarak kabul edilen sanayi devrimi, günümüz teknolojisinde ise iş hayatında neredeyse yeni bir çağın başlangıcı olan ve belki biraz modifiye edilmiş adı ile “Endüstri 4.0 ve Dijitalleşme” ile şimdiden adından her yerde bahsettirerek, başta global firmalar ardından global firmalarla çalışan orta ölçekli firmalardaki yöneticilerin ilgisini çekmeye başladı bile.

Sektör ve uzmanlık alanı fark etmeksizin, hatta fiziksel güç gerektiren işlerin dahi iş süreçleri ve teknik takiplerinin hepsinin giderek bilgisayar ortamlarına aktarılması sayesinde, verilerin daha raporlanabilir olması, hatanın daha minimize edilerek takip edilmesine olanak sağlamış oldu; bu durum hem yeni iş kollarının ortaya çıkmasına hem de her firmanın ilk odağının kar etmek olduğunu düşündüğümüzde maliyetten, zamandan tasarruf edilmesine sebep oldu. İşletmelerin en kritik birimlerinden olan muhasebe ve finans departmanları ise bu süreçten -daha da- dijitalleşerek etkilendi.  Bu süreçlerin dijitalleşmesi, firmaların denetim süreçlerinin de mecburi bir dijitalleşme içerisinde olması gerçeği ile denetim firmalarını karşı karşıya getirdi. Peki nasıl olacak?

Endüstri 4.0 ‘ın temel felsefesi; insan gücünden bütünüyle arınmış özerk ve kusursuz endüstriyel süreçlere dayalı bir üretim sistemi oluşturmaktır. (Görçün,2020:141-142) Yapılan araştırmalara göre (Schwab,2016:11) Endüstri 4.0 üç başlıkta özetlenebiliyor; hız, genişlik, sistem etkisi . Bu unsurların belirleyici olacağı hatta buna uyum sağlamayan ülkelerin ve firmaların büyük kayıplar yaşayacağı öngörülmektedir. Şimdiye dek manuel şekilde yürütülen denetim sistemleri ise dijitalleşen muhasebe sistemleri karşısında dolaylı yoldan aksiyon alması gereken bir noktaya gelmiştir ve aslında denetim dünyasının ilk dönüşümü de olmayacaktır.

Denetimdeki evrimsel süreçler aşağıdaki gibi gerçekleşmiştir: (Dai ve Vasarhelyi, 2016: 2).Endüstri 4.0 ‘a göre denetimden beklenti, denetim için planlanan saatin azalması, denetim kapsamının artması, süreçlerin otomatikleşmesidir. Bu dijitalleşme süreci, beraberinde denetim kalitesini de arttıracaktır.

Big4 ‘dan tez ve akademik araştırmalarda kullanılmak üzere alınan data setlerine göre, endüstri 4.0’ın anlaşılırlığı, kullanılan denetim araçlarının yaygınlığı, demografik açıdan değerlendirmeleri ve hatta cinsiyet bazında yapılan anket sonuçları neticesinde aslında Bağımsız Denetçiler tarafından Endüstri 4.0’ın genel hatları ile kullanıldığı, uygulanabilir olduğu sonucuna varılmış, buna rağmen dönüşüme denetim mesleği kapsamında çok önem verilmediğine dair çarpıcı sonuçlara ulaşılmış.

En çok kullanılan bileşenler ; Bulut Bilişim sistemleri, Siber Güvenlik sistemleri, Entegre sistemler olarak seçilmiş. Burada siber güvenlik sistemlerinin yoğun olarak seçilmesinin sebebi, bulut bilişim sistemlerindeki verilerin sızma riski olması olarak düşünülebilir. Sistem etkisi altında sınıflandırılan, sistemlerin bütünlüğü kapsamında, entegre sistemler aslında bir kurumun yalnızca tek bir departmanının ya da servis hattının dijitalleşme sürecine dahil olmamasının bütünlüğü bozabileceği, entegre sistemlerin bu açıdan önem kazandığı sonucuna ulaşılabilir.

Muhasebe ve finans gibi evrak ve kağıt yükünün fazla olduğu alanlarda dijitalleşme sürecinin bir çok açıdan olumlu katkısı da olacaktır:

  • Bilgi akışı hızı sebebiyle zaman yönetimi açısından fayda,
  • Personel ihtiyacının dijitalleşme ile beraber işletme maliyeti açısından sağlayacağı fayda yani bir başka yorumla; personelin katma değeri daha yüksek alanlarda kullanımının sağlanmasına dair fayda,
  • Denetim yöntemlerinde kullanılan örneklemin neredeyse artık anakütlenin tamamına yapılabilecek kadar büyük data üzerinde çalışabilme,
  • Anakütlenin neredeyse tamamı ile çalışılabilmesi sebebiyle riskin, hatanın ve hilenin azalması,
  • Kağıt kulanımının azalması sebebiyle işletmeye fayda sağlanması ve zorunlu toplumsal bilinç oluşması sebebiyle çevreye duyarlılığın artmasıdır.

Big4 üzerinden yapılan araştırmalardan bahsetmişken, denetim sektöründe dijital teknolojilere yatırım da Endüstri 4.0 sürecinde artış göstermiştir. Deloitte , datayı ayıklayan ve analiz eden yapay zeka araçlarından Argus’u, sonraki dönemlerde ise denetimde dönüşümü sağlayan Omnia’yı ve Omnia DNAV ‘ı geliştirmiştir. 2021 yılına gelindiğinde ise denetlenen kuruluşlar için Trustworthy AI geliştirmiştir. KPMG, Clara ile sürekli denetim uygulamalarını yaygınlaştırmayı amaçlamış, PWC ise GL.ai ile yapay zeka uygulamaları üzerinde odaklanmıştır.

Bu uygulamalar , yukarıda belirtildiği gibi geleneksel örneklem tabanlı denetim yaklaşımından sıyrılarak anakütlenin tamamının test edilmesine olanak sağlamaktadır. Verilerin dijital araçlarla test edilerek izlenmesi risk değerlemelerinde de kolaylaştıracak daha net değerlendirmeler yapılmasını sağlayacaktır. Örneğin, geleneksel bir denetim sürecinde sabit varlıkların denetimi için daha manuel bir süreç izlenirken, dijital denetim sayesinde manuel sistemlerin “akıllı” versiyonları kullanılarak istenilen bilgi kolayca tedarik edilebilecektir. Bu durum, yerinde müdahale yerine uzaktan müdahale ile yapılabileceğinden işletme maliyeti açısından da gözle görülür etki yaratması beklenmektedir.

Riskin bir örneği olarak, geleneksel denetim yaklaşımında varlıkların kötüye kullanımı, eksik sayılan çek ve senet sorunlarının yerini sanal paralar ve kasiyersiz yazar kasaların alması, tamamen riski olan bu yöntemi riskin olmadığı bir klasmana taşıyacaktır. Aslında buradaki olgular bir bütün olarak incelendiğinde sosyal bir bilim olan iktisat ve muhasebe’nin, bilime yakınsayarak muhasebe’nin mühendisliğine evrilmeye başlandığı söylenebilir. Bu defa da akıllara nasıl mühendisliğe evrildiği gelebilir.

Muhasebe’nin 4.0 ile geldiği evrimsel süreç neticesinden hem yazılımın hem de veri analitiğinin devreye fazlaca girecek olması, aslında denetim firmalarını başkalaşmaya, yatırımlarını daha farklı alanlara kaydırmaya, kendi içerisinde yeni birimlerin oluşturulmasına, ezberleri bozmaya zorlayacak gibi görünüyor. Değişimin kaçınılmaz olduğu noktada, bu bayrak yarışında ilk harekete geçen ve en doğru yatırımı yapan firmalar, geleceğin denetim sektöründe söz sahibi olacak gibi görünüyor.

Alıştığımız muhasebe ve muhasebeci kavramına ne olacak?

Burada en temel anlatımıyla tdk’daki Robot’un tanımdan yola çıkabiliriz: (isim) Belirli bir işi yerine getirmek için manyetizma ile kendisine çeşitli işler yaptırılabilen otomatik araç.  (isim, mecaz) Başkasının buyruğu ile iş yapan, kendi akıl ve iradesini kullanmayan kimse. Tanımdaki edilgenlikten yola çıkarak “işler yaptırılabilen” ve “başkasının buyruğu ile iş yapabilen” aslında buradaki yeni iş tanımının anahtar kısımları olacak. Her ne kadar robotlarla ihtiyaç duyulan insan kaynağı azalacak olsa da, daha kalifiye, daha teknik insan kaynağına ve az önce de bahsetmiş olduğum işin mühendisliğini ve kontrolörlüğünü yapacak daha bilişsel denetçi kavramlarına ihtiyaç duyulacaktır.

Frey & Osbourne’un 2013 yılında yapmış oldukları “Future of Employment”  adlı çalışmalarında önümüzdeki 30 yıl içerisinde mesleklerin digitalleşmesi incelenmiş (1.sıra en az dijitalleşmesi gerelen / 702.sıra en çok dijitalleşmesi gereken) 589. Sırada muhasebeci ve denetçilerin %94 olasılık ile teknoloji karşısında bilgisayarlaşma sürecine karşı en duyarlı meslek grupları arasında gösterilmiştir. 671. Sırada ise %98 ile defter tutma, muhasebeci ve denetçiler gruplanmış. Araştırmada 702 meslek grubu olmakla beraber genel anlamda bilgisayarlaşma sürecinde terapist ve tıp bilimlerinin bu anlamdaki bilgisayara karşı duyarlılıkları en düşük bulunan meslek grupları olmuş. Buradan çıkarılması gereken en önemli sonuç, dijitalleşme hayatımıza girdikçe ilk etkilenen meslek grubuna ait olacağımızın ve regülatörlerin de gelişen bu yeni düzene yeni standartlar katacağının bilinci ile aksiyona geçilmesi gerektiğidir.

Yapılan araştırmaların hepsinin ortak olarak çıktığı sonuç şu ki, denetçi içinde bulunduğu koşulda manuel işlem sürecinden uzaklaşacak olması ve risklere daha çok odaklanacak olmasıdır. IT ile daha iç içe bir yaşama hazırlanılması, robotik süreçlere odaklanılması, veri analitiğinin hayatının bir gerçeği olacağı olmasıdır. Kısa süre içerisinde Audit Tool’larının da daha analitik bir görsele dönüşmesinin aslında farkında olmadan hayatımıza sızdığının, IT Audit süreçlerinin gelişmesi, Denetim 2.0’ın en temel yazılımı olan Excel’in bile tacını yavaş yavaş Power BI ve benzeri tool’lara devretmiş olması ve artık analitik toolların bile yerini daha robotik daha sensöre dayalı sistemlere devredecek olması, bu emareleri hissetmemiz için yeterlidir ki henüz Endüstri 4.0’ı anlamaya çalıştığımız şu dönemlerde teknolojinin ne hızla hayatımıza girdiğini hatta teknolojinin içerisine girmeksizin gelişim süreci içerisinde incelersek, Endüstri 5.0 kelimesinin bile yavaş yavaş telaffuz edildiğini gözlemleyebiliriz.

Denetim 4.0’ın teknolojik altyapısını 3 teknoloji ile gruplayabilmek mümkün.

Denetim 4.0’da nesnelerin interneti ile ihtiyaç olduğunda uygun maliyetli olacak şekilde gerçek zamanlı data toplayabilmek mümkün. En basit hali ile nesnelerin internetini günümüzde plaza ve iş yerleri girişindeki kartlı sistem olarak düşünebilirsiniz. Anlık olarak kapıdan belli süre içerisinde giriş yapan kişi sayısı, tarih /saat bazında, hangi şirkete geldiği,.. gibi kriterlere gruplanarak ölçülebilir hale gelmektedir. Ya da personelin giriş çıkış datalarını anlık ve eş zamanlı olarak elde edilebilir, personelin kart hareketini bir bildirim olarak yöneticisine sistem üzerinden raporlayabilirsiniz. Bu bakış açısı ile stokların sayımı, nesnelerin interneti ile anlık ulaşılabilir bir data olabilir. Yine yüz,göz,parmak izi,.. tanıma teknolojisinin de nesne tabanlı olduğu düşünürsek, Denetim 4.0’da yetkilendirme süreçlerinin bu şekilde takibi çok daha risksiz şekilde gerçekleştirilebilecektir.

Büyük Veri, aslında Bulut teknolojisi ile eş zamanlı gelişmek zorunda olan bir teknolojidir. Bu teknoloji ile finansal olan ya da olmayan tüm işlemlerin eş zamanlı denetimi sağlanabilir. Nesnelerin internetinde de olduğu gibi, aslında Endüstri 4.0’ın denetim hayatındaki karşılığı verilere eş zamanlı , doğru ve minimum maliyetle erişim olanağıdır. Finans alanı dışında da risk yönetiminde de temel başvuru aracıdır. Diğer başlıklara nazaran, büyük verinin uçsuz bucaksız olması ve artık verisizliğin getirdiği sorunun, verinin çokluğu olması sebebiyle yapay zeka teknolojilerine kadar uzanan bir yolculuğu bulunmaktadır ve başlı başına bir alandır.  Yolun nasıl gidileceği bilinmese de varılacağı nokta Yapay Zeka ile denetim ve yapay zeka denetimidir. Ancak yapay zekayı da yapanın insan zekası olduğu düşünülürse hatalara ne denli açık olduğu ortadadır. Bu durumda yapay zeka teknolojisinin de denetlenmesi gereken bir teknoloji olduğu su götürmez bir gerçektir.

Yukarıdaki araştırma sonuçları ve yapılan çıkarımlardan yola çıkarak Endüstri 4.0’ın denetim hayatındaki karşılığı şu an navigasyonda bilmediğimiz bir konuma adres aldırmaktan farksız gibi görünüyor. Geçeceğimiz yolları, geçtiğimiz yolların koşullarını kestirebilmek mümkün değil, ama rota oluşturulabiliyor.

Yağmur olabilir, sisle karşılaşabiliriz, taşlı yollardan geçip, kaygan zeminde duvara da çarpabiliriz. Nasıl bir aksiyon planı ile yola devam edileceği kısmı sürücünün yetkinliğine kalmış durumda. Ancak yine de belirsizlik de olsa bir yolculuğa çıkılması gerçeğini, regülatörlerin standartlarda revize yapacak olduğu gerçeğini ve varılacak noktayı değiştirmeyeceği de kabullenmek gerekiyor. Kim bilir belki biz bu satırları okurken rekabet ettiğiniz firma, teknolojisinde yeni bir adım atmış, yeni bir yazılım piyasaya sürülmüş, testleri yapılıyor ve hatta Endüstri 5.0 ile ilgili yeni araştırmalar yeni buluşlar piyasaya sürülmüştür bile…

PKFİSTANBUL
PKF Istanbul is the network of member firms of PKF International Limited, each of which is a separate and independent legal entity and does not accept any responsibility or liability for the actions or inactions of any individual member or correspondent firm(s).

“PKF" and the PKF logo are registered trademarks used by PKF International Limited and member firms of the PKF Global Network. They may not be used by anyone other than a duly licensed member firm of the Network.
Eski Büyükdere Cad. Park Plaza, No: 14 Maslak İSTANBUL
PKFİSTANBUL
PKF İstanbul, PKF Global'a bağlı bir üye olup, her biri ayrı ve bağımsız hukuki bir varlık olan PKF International Limited üye firmalarının ağıdır. Her bir üye veya yazışma firmasının eylemleri veya eylemsizliği konusunda hiçbir sorumluluk veya yükümlülük kabul etmemektedir.
PKF İstanbul is a member of PKF Global, the network of member firms of PKF International Limited, each of which is a separate and independent legal entity and does not accept any responsibility or liability for the actions or inactions of any individual member or correspondent firm(s).
Eski Büyükdere Cad. Park Plaza, No: 14 Maslak İSTANBUL
HİZMETLERİMİZSizlere neler sunuyoruz?
Son Yazılar