Yakın geçmişte dijitalleşmenin mesleklere etkisini ortaya koyan bütün çalışmalar muhasebe ve denetim sektörünün teknolojik devrim ve dijitalleşmeden en çok etkilenecek sektörler arasında yer alacağı üzerinde ortak görüş açıklamışlardı. Dijitalleşme sürecinin sadece mühendislik ve tıp alanıyla sınırlı kalmayacağı sosyal bilimlere dayalı tüm meslekler üzerinde etkin olacağı açıkça ortadadır. Tüm bu gerçekler tartışıla dururken tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını ile bugüne değin varsayım olarak tartışılan dijital dönüşümün adeta tatbikatı gerçekleşti.
Salgın ile birlikte dijitalleşmenin iş hayatının tüm evrelerinde hızla yer alma zorunluluğu ve yaşanan süreç dijitalleşmeyi bir tehdit olarak görmekten vazgeçip bir yöntem olarak değerlendirmeye almamız gerektiği gerçeğini de ortaya çıkarttı. Evrak ve belgelerin düzenlenmesi, kayda alınması, raporlanması, denetlenmesi ve arşivlenmesi aşamalarının tamamında dijitalleşme ihtiyacı ihtiyari olmaktan çıkıp zorunlu hale geldi. Başka bir ifadeyle salgın döneminde tüm senaryo ve varsayımlar karşılık buldu. Dijitalleşme zorunluluğu sadece evrak ve doküman oluşturma süreci ile sınırlı kalmayıp toplantı ve eğitimlerimizi, iş görüşmelerimizi, sözleşme düzenleme ve imzalama gibi tüm alanlarda etkili olmaya devam edecektir.
Bu süreçte önemi ve etkisi oldukça fazlaca ortaya çıkan ve önümüzdeki dönemde de muhasebe, denetim ve danışmanlık sektöründe önemli yatırımlara konu olacak diğer konu da süreç yönetimidir. Süreç yönetimi, sadece iş akışının takibi dışında; kaynak ve zaman planlama, takip, kalite kontrol, hizmet maliyeti ve fiyatlandırması konularında hizmet verenlerin en büyük yardımcısı olacaktır.
Pandemi sürecinin etkilerini gösterdiği tek konu dijitalleşme değil tabi ki. Günümüzde operasyonel ve lojistik hizmetlerin hayatımızın neredeyse her aşamasında dış kaynaklara (Outsource) yönlendirildiği gerçeği göz ardı edilemez. Firmalar dış kaynaklı çözümlere daha ekonomik olması yanında ihtiyaçlar ölçüsünde faydalanabilmeleri nedeni ile de başvurmaktadırlar. Ancak gelişmeler göstermiştir ki özellikle uzmanlık gerektiren, profesyonel serbest meslek konularında dış kaynaklı hizmet satın almaları çok daha etkin ve ulaşılabilir olmaları nedeni ile daha fazla tercih nedeni olacaktır. Bu anlamda önümüzdeki dönemlerde; muhasebe, insan kaynakları, operasyonel hizmetler (fatura düzenleme, finansal raporlama, ödeme, mutabakat vs) yanında kurumsal faaliyetler için dış kaynaklı hizmet alımları daha da ön plana çıkacaktır. Nitekim yaşanan salgın gibi olağanüstü durumlarda vergi ve sosyal güvenlik kanunlarında hızlı ve karmaşık değişikliklerde dış kaynaklı hizmet sağlayıcıların önemi çok net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Muhasebe ofisleri ve İK danışmanlık firmaları hizmet alanlar tarafından dış kaynaklı ofis olmaktan öte adeta firmalarının “Muhasebe/İK Servisi” olmaya başlayacaklardır. Böylece firmalar hem dijitalleşme süreçlerini hem de muhasebe, finans, raporlama, bordrolama ve insan kaynakları ihtiyaçlarını dışarıdan hizmet alarak daha etkin bir şekilde yürütebileceklerdir.
Dış kaynaklı hizmet alım ihtiyacının artması nedeni ile kamu otoriteleri de profesyonel serbest meslek faaliyetleriyle ilgili mevzuatlarda yeni düzenlemeler yapmak zorundadırlar. Dijitalleşen ve teknolojik bir meslek haline gelen muhasebe ve mali müşavirlik hizmetlerine ilişkin mevzuatın da bu gelişmeler paralelinde düzenlenmesi ve uyumlu hale getirilmesi gerekmektedir. Mevcut gelişmeler zaten uluslararası kanun ve uygulamalarla uyum içinde olmayan meslek yasasının güncellenmesi için de büyük bir fırsat olarak karşımıza çıkmaktadır.
Özetle, salgın birçok alanda boy göstermiş ve önümüzde orta vadeli dönem içinde etkin olacağı düşünülen dijitalleşmeye yönelik teknolojik yatırımları kısa vadeye çekmiştir. Yıllarca dış kaynaklı (outsource) muhasebe ve danışmanlık sektörünün zamanla önemini yitireceği hipotezi çökmüş tam tersine çok daha fazla rol alması ve etkin olması gereğini ortaya koymuştur. Muhasebe, İK ve danışmanlık sektörünün, işletmelerin operasyonel süreçlerinin ve kurumsal hizmetlerinin yürütülmesine dair tüm hizmetlere yönelik insan kaynağı ve teknolojik yatırımlara önem vermesi, dijitalleşmeyi tehdit olmaktan çıkartıp fırsata çevirecektir.
Kurucu Ortak