Güzellerin Çeyiz Sandığı “Kapalı Çarşı”

Bu teller onun telleri,

Bu duvaklar onun duvağı işte.

Ya bu camekandaki kadınlar?

Bu mavi mavi,

Bu yeşil yeşil fistanlı…

Geceleri de ayakta mı durulur böyle?

Ya bu pembezar gömlek?

Onun da bir hikayesi yok mu?

Kapalıçarşı deyip geçme;

Kapalı çarşı,

Kapalı kutu…

Dizeleriyle anlatmış Orhan veli Kapalı Çarşı’yı

Bir başkası ise; “Ticaret için kurulan şehir, bazen de masal dünyası” olarak tanımlamıştır Kapalı Çarşı’yı.

Kapalı ÇarşıBir çok aşk hikayesine konu olan, yeryüzündeki bir çok insanın hayallerini süsleyen, adına destanlar yazılan şehirdir İstanbul.  İstanbul’un eşşsiz yapıtlarından birisi ise Kapalı Çarşıdır. Kapalıçarşı her devirde yabancı seyyahların kitaplarında ve yabancı ressamların tablolarında bir masal dünyası gibi betimlenmiş ve yaşatılmıştır.

İstanbul, Asya ile Avrupa’nın buluştuğu yerde beş bin bin yıllık geçmişte doğu ile batı kültürünün bir arada yaşatıldığı şehir ve 500 yıldır onun dünü ve bugününü yansıtan özlem ve umutlarını sergileyen, zaman zaman zenginliğinde düşler kurulan,  zaman zaman, yoksulluğunda hayaller kırılan Kapalı Çarşı, İstanbul güzelinin çeyiz sandığı… Kapalı Çarşı…Kapalı Kutu… Ve İstanbul, hemen her gün masif duvarlar altına sığınmış, bu küçük kentte kendini seyre çıkar, kendisi ne halde ise bu aynada onu görür.

Fatih Sultan Mehmet’in Kapalıçarşı’nın inşaatına başladığı yıl olan 1461 Kapalıçarşı’nın kuruluş yılı olarak kabul görmüştür. Asıl büyük çarşı ise Kanuni Sultan Süleyman tarafından inşa ettirilmiştir. Eski zenginlerin mücevher, kıymetli maden, kürk ve silah, tapu gibi değerli eşyalarının yanı sıra devlet hazinesinin büyük kısmı da buralardaki kasalarda muhafaza edilirdi. Evliya Çelebi, Kapalı Çarşı’yı muazzam güçlü bir kale gibi tanımlamıştı.

Nuruosmaniye,  Mercan ve Beyazıt arasında yer alan İstanbul’un fethinden hemen sonra temelleri atılan ve dönemin padişahı Fatih Sultan Mehmed tarafından inşa ettirilen Kapalı Çarşı, üzeri kubbelerle örtülü ve etrafını dükkanların çevrelendiği tarihi bir alışveriş yapısıdır. Tarihteki adı “Çarşu-yı Kebir” olan büyük alanın çekirdek yapısını iki bedesten oluşturur. 1460’lı yılların sonlarına doğru inşa ettirilen ilk bedestene Cevahir (İç Bedesten) ismi verilmiştir ve bu bedestenin geliri Ayasofya’ya verilmek üzere Fatih Sultan Mehmet’e bırakılmıştır.

Ana bünye ve müştemilatında renkli ve farklı unsurları ile karmaşık bir yapı sergileyen meydanın ilk bakışta Cevahir Bedesteni yani İç Bedesten dikkati çeker. Mimari yapıt görünümde olan bedesten, yaklaşık 15 ayrı bölüme ayrılır. Her kısım kubbe ile kapatılmış ve adeta diğer bedestenlerden ayrı bir görünüme sahiptir. Duvarlarının iç kısımlarında küçük odalar hemen göze çarpar.

Cevahir Bedesteninden sonra ikinci büyük bedesten olan Sandal Bedesteni ise yaklaşık 50 kubbe ile çevrelenmiş tasarımdadır. Buraya bir yolu pamuk, bir yolu ipekten dokunan ve Sandal adı verilen kumaşlar satıldığı için Sandal Bedesteni ismi verilmiştir. Bu güzel bedestende, kubbe tasarımlarında Osmanlı mimarisi kendisini göstermektedir.

Bahsedilen bu iki önemli bedesten, çarşısının iç kaleleri olarak nitelendirilir. Tarihte iki yapı, daha çok kalın iç demir kasalarıyla bilinir. Demir kasalarda tacirler; sermaye, tasarruf ve mücevher gibi birikimlerini, loncalarda kayıt ve sicil belgelerini saklamışlardır.

Günün hemen her saati geniş bir kalabalıkları dikkati çeken Kapalı Çarşı, bünyesinde değerli mücevherler, silah, antika eşya, dövizciler ve enfes lokanta ve restoranlar gibi pek çok farklı alandaki dükkanları barındırır.

Kapalı Çarşı

Kapalı Çarşı, 4. Mehmet zamanındaki 20 Kasım 1651 Tarihli yangından başlayarak 1999 tarihindeki yangına kadar 20’yi aşkın deprem ve yangın felaketine maruz kalmış ve 1894 depreminden sonra yapılan tadilatlarla bugünkü halini almıştır.

Çarşı’da yaklaşık 25000 kişi çalışmakta ve mevsimine göre günde 400 – 500 bin arasında ziyaretçi almaktadır.

Kapalıçarşı’nın cadde ve sokakları o dönemlerde aynı sektörde faaliyet gösteren esnafların toplandığı yerler olduğu için çarşıda sokaklara, caddelere ve hanlara verilen isimlerden ilgili yapı veya hanın hangi amaçla kullanıldığını kolayca anlaşılabilmektedir.

Kapalı Çarşı’da 22 kapı, 64 cadde ve sokağı ve 16 Han vardır. Bunlardan bazıları ise şöyledir;

Kapılar: Kuyumcular, Nuruosmaniye, Sepetçihan, Takkeciler, Tavukpazarı, Zenneciler, Beyazıt, Çarşıkapı, Çuhacıhan ve Mahmutpaşa.

Sokaklar: Ağa, Altuncular, Acıçeşme, Aynacılar, Basmacılar, Çuhacıhanı, fesçiler, Hacıhasan, Hacıhüsnü, İplikçiler, Kalpakçılar, Karakol, Kavaflar, Kazazlar, Kolancılar, Kürkçüler, Lütfullahefendi, Mercançıkmazı, Parçacılar, Ressam, Sandal, Serpuççular, Takkeciler, Terzibaşı, Varakçıhan, Yorgancılar, Yüncühasan, Zenneciler.

Hanlar: Ağa, Astarcı, Bodrum, Cebeci, Çuhacı, İç cebeci, Kapılar, Kaşıkçı, Kebapçı, Kızlarağası, Sarnıçlı, Sorguçlu, Yolgeçen, Zincirli ve Evliya.

Kapalı Çarşı

“Anadolu pazarı, İstanbul çarşısı”

Kapalı Çarşı’da sadece İstanbul’da üretilen ürün veya eşyalar değil, tüm anadolu’da üretilen ürünlerin satıldığı bir yerdir. Ondan sebep bazı yazarlar eserlerinden Kapalı Çarşı için “Anadolu Pazarı, İstanbul Çarşısı” tanımlaması yapılmaktadır.

Geçmiş zamanlarda burayı ziyaret edenler, çarşı esnafının ağırbaşlılığını ve dürüstlüğünü uzun uzun anlatırlar.

Eski ikram tarzı gene sürüyor. Pazarlığa gelince iki taraf da gerekli ön bilgilere sahip olarak bu pazarlığa giriyor; esnaf daha avantajlı, çünkü daha baştan neden söz ettiğini bilenler için bu pazarlık, sonucu belli bir olayın ritüeli gibidir. Bu durumun yerine getirilmesi iki tarafa da zevk verir. Müşteri neden söz ettiğini bilmeden pazarlığa girmişse, bazı sonuçlara hazırlıklı olmalıdır.

Kapalı Çarşı, Dünyanın en eski bankası, en büyük ve en eski alışveriş merkezi, en gizemli ve görkemli yerlerinden biri, olan Kapalıçarşı; bugün içinde bulunduğumuz çağa ayak uydurmaya kararlı, esnafı ve Çarşı Yönetimi, Sağlık Ocağı, Postanesi ve kargoları, banka şubeleri, özel itfaiye teşkilatı, karakolu, kanunla kurulmuş Özel Güvenlik Teşkilatı, çay ocakları, şark kahvesi ve restoranlarıyla, içinde sakladığı tarih ve kültür hazineleri ile bu esere sahip çıkacak insanlarımızı sadece müşteri ve turist gibi değil ortağı ve misafiri gibi ağırlamayı bekliyor.

PKFİSTANBUL
PKF Istanbul is the network of member firms of PKF International Limited, each of which is a separate and independent legal entity and does not accept any responsibility or liability for the actions or inactions of any individual member or correspondent firm(s).

“PKF" and the PKF logo are registered trademarks used by PKF International Limited and member firms of the PKF Global Network. They may not be used by anyone other than a duly licensed member firm of the Network.
Eski Büyükdere Cad. Park Plaza, No: 14 Maslak İSTANBUL
PKFİSTANBUL
PKF İstanbul, PKF Global'a bağlı bir üye olup, her biri ayrı ve bağımsız hukuki bir varlık olan PKF International Limited üye firmalarının ağıdır. Her bir üye veya yazışma firmasının eylemleri veya eylemsizliği konusunda hiçbir sorumluluk veya yükümlülük kabul etmemektedir.
PKF İstanbul is a member of PKF Global, the network of member firms of PKF International Limited, each of which is a separate and independent legal entity and does not accept any responsibility or liability for the actions or inactions of any individual member or correspondent firm(s).
Eski Büyükdere Cad. Park Plaza, No: 14 Maslak İSTANBUL
HİZMETLERİMİZSizlere neler sunuyoruz?
Son Yazılar