Toplu İş Sözleşmesinden Yararlanma: Kapsam Ve AnalizBu yazımız, Türk hukuk sisteminde toplu iş sözleşmesinden yararlanma koşullarını kavramsal ve karşılaştırmalı bir bakış açısıyla analiz etmektedir. Çalışmada sözleşmeden yararlanacak işçi grupları, yer ve zaman itibarıyla kapsam, teşmil mekanizması ve sendikal hakların genişletici araçları ele alınmaktadır.

Özellikle esnek çalışma biçimleri, platform ekonomisi ve taşeronlaşmanın etkileri üzerinden güncel tartışmalar yürütülmekte; Avrupa Birliği hukukuyla karşılaştırmalar yapılarak uygulamada ortaya çıkan sorunlara hukuki ve sosyo-ekonomik çözüm önerileri geliştirilmektedir.

Tanım ve Kapsam

Toplu İş Sözleşmesi (TİS), işyeri veya işletme düzeyinde, işkolu esasına göre işyeri veya işletmede TİS yapma yetkisini haiz işçi sendikası ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren arasında yapılan iş sözleşmesidir. Buradan anlaşıldığı gibi, TİS’in işçi tarafında mutlaka işçi sendikası olmalıdır. Ancak işverenin sendika üyesi olması zorunlu değildir.

Toplu iş sözleşmesi yalnızca bireysel hakların düzenlenmesiyle sınırlı kalmayan, aynı zamanda çalışma hayatındaki güç dengelerinin, sosyal adaletin ve iktisadi istikrarın sağlanmasında önemli bir kurumdur. Anayasa’nın 53. ve 54. maddeleri ile güvence altına alınan toplu pazarlık mekanizması, işçi-işveren ilişkilerinde demokratikleşme ve denge unsuru olarak öne çıkmaktadır. Öğretide toplu iş sözleşmesinin, özel hukuk sözleşmesinden farklı olarak normatif düzenleme etkisi yaratan sui generis bir kurum olduğu yönünde görüşler ağır basmaktadır.

Toplu İş Sözleşmesinden Yararlanma

Toplu iş sözleşmesinden kimlerin yararlanabileceği meselesi, iş hukuku literatürünün en tartışmalı alanlarından biridir. Sendika üyeleri asli yararlanıcı konumundadır. Bununla birlikte, işveren vekilleri, greve katılmayanlar, kapsam dışı bırakılanlar ve dayanışma aidatı ödeyenler gibi farklı işçi grupları açısından farklı hükümler geçerlidir.

2822 sayılı Kanun döneminden 6356 sayılı Kanun’a geçiş süreci, toplu iş sözleşmesinin kapsamının ve etkilerinin giderek genişlediğini göstermektedir. Özellikle Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararları, toplu iş sözleşmelerinin normatif gücünü vurgulamaktadır.

Teşmil, Zamanlama ve Yerellik

Teşmil; yürürlükte bulunan bir işkolu veya işyeri Toplu İş Sözleşmesi uygulama alanının, o işkolunda yahut belirli işletme veya işyerlerinde çalışan ve o sözleşmenin taraflarını oluşturmayan diğer işçi ve işverenleri de içine alacak şekilde, işkolunda ve işyerlerindeki çalışma düzeninin yeknesak uyumlu hale getirilmesi amacıyla, Yasaların yetkili kıldığı organın kararı ile genişletilmesidir.

Teşmil; bir işkolunda bir kısım işverenlerin Toplu İş Sözleşmesi dışında kalmalarının işverenler arasında yaratacağı haksız rekabet koşullarını giderecek, Toplu İş Sözleşmesinin uygulanmasını geniş bir alanda sağlayarak işçilerin hayat seviyesini yükseltecek, eşit işe eşit ücret ilkesinin gerçekleşmesine ve işkolunda benzer kuralların yerleşmesine yardımcı olacak bir yoldur.

Teşmil kararı, işkolunda toplu iş sözleşmesi bulunmayan işyerlerinin kapsama alınması bakımından kritik öneme sahiptir. Ancak teşmil kararlarının yalnızca normatif hükümlerle sınırlı tutulması, işçilerin kapsamlı bir korumadan mahrum kalmasına neden olmaktadır. Avrupa ülkelerinde bu mekanizma daha geniş uygulanmaktadır.

Avrupa Birliği’nde toplu iş sözleşmelerinin genişletilmesi, ‘extension’ (eklenti) mekanizmasıyla sağlanmakta ve işkolu düzeyinde uygulanmaktadır. Fransa, Almanya ve İspanya gibi ülkelerde işçilerin büyük çoğunluğu toplu iş sözleşmesi kapsamına alınmaktadır. Türkiye’de ise işyeri bazlı yaklaşım nedeniyle kapsayıcılık sınırlı kalmaktadır.

Tablo: Türkiye ve Avrupa Birliği Ülkelerinde Toplu İş Sözleşmesi Kapsama Oranları (OECD verilerine göre yaklaşık)

Ülke Kapsama Oranı (%) Notlar
Türkiye 10 İşyeri bazlı sistem; düşük sendikalaşma oranı
Fransa 90 Extension mekanizması sayesinde yüksek kapsama
Almanya 56 Sektörel pazarlık yaygın
İsveç 88 Sendikal yoğunluk ve sektör bazlı sözleşmeler

Yukarıdaki tablo, Türkiye’deki kapsama oranının Avrupa ortalamasının oldukça altında olduğunu göstermektedir. Fransa ve İsveç gibi ülkelerde toplu iş sözleşmelerinin kapsayıcılığı yüksekken, Türkiye’de düşük sendikalaşma ve işyeri bazlı sistem bu oranı sınırlamaktadır.

Fransa’da, işkolu düzeyinde bağıtlanan toplu iş sözleşmeleri Çalışma Bakanlığı tarafından zorunlu olarak tüm işyerlerine teşmil edilmektedir. Bu nedenle sendika üyesi olmayan işçiler dahi toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanmaktadır.

Almanya’da ise sektörel toplu pazarlık yaygın olup, işçi ve işveren birlikleri arasındaki kurumsallaşmış müzakere kültürü, yüksek kapsama oranlarını mümkün kılmaktadır.

İskandinav ülkelerinde (özellikle İsveç ve Norveç), sendikal yoğunluk ve işveren birliklerinin örgütlülüğü sayesinde kapsama oranları %80’in üzerindedir. Bu ülkelerde devlet müdahalesi sınırlı, sosyal tarafların özerkliği ise güçlüdür.

Yargıtay’ın kapsam dışı bırakma, dayanışma aidatı ve muvazaa konularındaki kararları, toplu iş sözleşmesinden yararlanma rejiminin sınırlarını çizmiştir. Örneğin, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, kapsam dışı bırakılan büro personelinin sendika üyesi olsa dahi sözleşmeden yararlanamayacağına hükmetmiştir.⁷ (Esas No. 2023/7508 Karar No. 2023/6118)

Sosyal Adalet İçin Neler Yapılabilir?

Teşmil Mekanizmasının Etkinleştirilmesi: Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, Türkiye’de de teşmil mekanizması daha etkin kullanılmalıdır. Bakanlık tarafından teşmil kararlarının daha sık ve kapsamlı biçimde uygulanması, sendikasız işçilerin de toplu iş sözleşmesi koruması altına alınmasını sağlayacaktır. Böylece hem işçi hakları genişletilecek hem de haksız rekabetin önüne geçilecektir.

Dayanışma Aidatı Sisteminin Gözden Geçirilmesi: Dayanışma aidatı, sendikasız işçilerin de toplu iş sözleşmesinden yararlanmasına imkân tanımaktadır. Ancak bu sistem, sendika üyeliğine alternatif bir yol gibi işlediğinde sendikal örgütlenmeyi zayıflatabilmektedir. Bu nedenle dayanışma aidatı sistemi, sendika üyeliğini teşvik edecek şekilde yeniden yapılandırılmalıdır.

Esnek Çalışma ve Platform Ekonomisi İçin Yeni Düzenlemeler: Günümüzde esnek çalışma biçimleri ve dijital platformlar üzerinden çalışan işçilerin toplu iş sözleşmesi kapsamı dışında kalması ciddi bir sorun oluşturmaktadır. Bu işçilerin de sendikal haklardan ve toplu iş sözleşmesinden yararlanabilmeleri için özel düzenlemeler yapılmalı, uluslararası örneklerden yararlanılmalıdır.

Karşılaştırmalı Hukuktan Yararlanma: Fransa, Almanya ve İskandinav ülkeleri örnekleri, Türkiye için yol gösterici niteliktedir. Bu ülkelerdeki yüksek kapsama oranlarının temelinde, sendikaların güçlü kurumsallaşması, işveren birliklerinin aktif rolü ve devletin destekleyici mekanizmaları yatmaktadır. Türkiye’de de bu deneyimlerden faydalanılarak yeni düzenlemeler yapılmalıdır.

Hukuki Güvence ve Yargısal Denetim: Toplu iş sözleşmesinden yararlanma rejiminin etkinliği, yalnızca yasal düzenlemelere değil, aynı zamanda etkin bir yargısal denetime de bağlıdır. Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi’nin içtihatları, kapsam dışı bırakma, muvazaa ve dayanışma aidatı konularında hukuki güvenliği artırıcı bir rol oynamaktadır. Bu içtihatların gelişimi desteklenmeli ve daha da kurumsallaştırılmalıdır.

Değerlendirme ve Sonuç

Toplu iş sözleşmelerinin etkinliği, yalnızca yasal düzenlemelere değil, aynı zamanda sendikal örgütlenme düzeyine, işçi bilincine ve devletin uygulamadaki etkin denetimine bağlıdır. Güncel çalışma ilişkilerinde sendikasız işçilerin artması, kapsamın daralması ve dayanışma aidatının işlevselliğinin sorgulanması, mevcut rejimin yeniden gözden geçirilmesini zorunlu kılmaktadır.

Toplu iş sözleşmeleri, yalnızca işçi-işveren ilişkilerini düzenleyen bir metin değil, aynı zamanda sosyal adaletin tesisinde ve ekonomik istikrarın sağlanmasında önemli bir araçtır. Yararlanma rejiminin daha kapsayıcı, şeffaf ve adil hale getirilmesi için hem mevzuatın hem de uygulamanın geliştirilmesi gerekmektedir.

Türkiye’de toplu iş sözleşmesinden yararlanma rejiminin güçlendirilmesi, yalnızca işçi haklarının korunması açısından değil, aynı zamanda ekonomik istikrar, toplumsal barış ve sosyal adaletin sağlanması bakımından da kritik öneme sahiptir. Bu bağlamda sendikal örgütlenmenin yaygınlaştırılması, teşmil mekanizmasının etkinleştirilmesi, esnek istihdam biçimleri için yeni düzenlemeler getirilmesi ve uluslararası iyi uygulama örneklerinden yararlanılması, önümüzdeki dönemde izlenmesi gereken temel politika adımlarıdır.

Kaynakça

  1. Çelik, İş Hukuku Dersleri, 22. Bası, İstanbul 2009.
  2. Reisioğlu, 2822 Sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu Şerhi, Ankara 1986.
  3. Tuncay, Toplu İş Hukuku, İstanbul 1999.
  4. Avrupa Birliği Çalışma Hukuku Direktifleri ve karşılaştırmalı literatür.
PKFİSTANBUL
PKF Türkiye is a member of PKF Global, the network of member firms of PKF International Limited, each of which is a separate and independent legal entity and does not accept any responsibility or liability for the actions or inactions of any individual member or correspondent firm(s).


“PKF`` and the PKF logo are registered trademarks used by PKF International Limited and member firms of the PKF Global Network. They may not be used by anyone other than a duly licensed member firm of the Network.

Eski Büyükdere Cad. Park Plaza, No: 14 Maslak İSTANBUL

PKFİSTANBUL
PKF İstanbul, PKF Global'a bağlı bir üye olup, her biri ayrı ve bağımsız hukuki bir varlık olan PKF International Limited üye firmalarının ağıdır. Her bir üye veya yazışma firmasının eylemleri veya eylemsizliği konusunda hiçbir sorumluluk veya yükümlülük kabul etmemektedir.

PKF İstanbul is a member of PKF Global, the network of member firms of PKF International Limited, each of which is a separate and independent legal entity and does not accept any responsibility or liability for the actions or inactions of any individual member or correspondent firm(s).
Eski Büyükdere Cad. Park Plaza, No: 14 Maslak İSTANBUL
HİZMETLERİMİZSizlere neler sunuyoruz?
Son Yazılar