Sürdürülebilirlik Raporlama Dönemi Başladı, Kimler Hazır?

Sürdürülebilirlik Raporlama Dönemi BaşladıKüresel ölçekte iklim değişikliği, doğal kaynakların tükenmesi ve toplumsal eşitsizlikler gibi sorunlar giderek daha fazla gündeme gelirken, şirketlerin bu sorunlara duyarlılığı artık yalnızca bir etik sorumluluk değil, aynı zamanda yasal bir zorunluluk haline geliyor. Türkiye, bu dönüşüme uyum sağlamak için önemli bir adım attı ve Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS) ile iş dünyasında yeni bir dönemi başlattı.

Artık şirketler yalnızca finansal performanslarını değil, çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) kriterlerine göre sergiledikleri başarılarını da raporlamakla yükümlüler. 1 Ocak 2024 itibarıyla yürürlüğe giren bu standartlar, işletmelerin sürdürülebilirlik konusundaki mevcut uygulamalarını şeffaf bir şekilde ortaya koymalarını ve bu konuda iyileştirme yapmalarını hedefliyor. TSRS, işletmelere yalnızca yasal bir çerçeve sunmakla kalmıyor, aynı zamanda onları küresel rekabette bir adım öne geçirebilecek fırsatlar sunuyor.

Bu yazımda, yeni standartların iş dünyasına etkilerini detaylı bir şekilde ele alacak. Hangi şirketler raporlama kapsamına giriyor? Bu süreçte hangi hazırlıklar yapılmalı? Üretim süreçlerinden insan kaynaklarına, kurumsal yönetimden çevresel etkilere kadar şirketlerin hangi departmanlarında neler yapılması gerekiyor? Tüm bu sorulara yanıt arayacağım. Ayrıca, TSRS’ye uyulmaması durumunda şirketlerin karşılaşabileceği yaptırımlara ve bu düzenlemenin sürdürülebilirlik açısından ülkemize getireceği potansiyel kazanımlara da değineceğim.

KİMLER RAPORLAMA YAPMAK ZORUNDA

  • Kamu Gözetimi Kurumu Kurul Kararının 3 üncü Maddesinin Birinci Fıkrasında Sayılan ve Hadlere Tabi Olan İşletmeler Listesi” başlıklı listede yer alan işletmeler arasından;

https://kgk.gov.tr/Portalv2Uploads/files/Duyurular/sustainability/Duyuru_Surdurulebilirlik.pdf  (Listeye  ilgili linkten ulaşılabilir)

    • Aktif toplamı 500 Milyon Türk Lirası
    • Yıllık net satış hasılatı 1 Milyar Türk Lirası
    • Çalışan sayısı 250 kişi

Ölçütlerinden en az ikisinin eşik değerlerini art arda iki raporlama döneminde aşan işletmeler zorunlu uygulama kapsamına dâhildir.

  • 10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu uyarınca Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun düzenleme ve denetimine tabi bankalar, her ne kadar aşağıdaki listede sayılmış olsalar dahi, herhangi bir eşik değere tabi olmaksızın zorunlu raporlama kapsamındadırlar. Ancak Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu bünyesinde yer alanlar bankalar bu uygulamadan muaf tutulmuştur.
  • Zorunlu olmamakla birlikte, kapsam dışında yer alan işletmeler de gönüllülük esasına göre Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartlarına uygun raporlama yapabilirler.

Ancak her ne kadar yasal sınırları aşmasa dahi özellikle ihracatçı firmalar gerek ihracat yaptıkları müşterileri gerekse de ihracata konu ülke regülasyonları nedeni ile raporlama zorunluluğu ile karşılaşabileceği de göz önünde tutulmalıdır.

TSRS’YE HAZIRLIK SÜRECİ

Üretim Süreçleri

Üretim süreçleri, çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada kritik bir role sahiptir. Bu alanda yapılması gerekenler:

Enerji verimliliği Üretim süreçlerinde enerji tüketimini minimize eden teknolojilerin kullanımı ve yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş yapılması
Karbon ayak izini azaltma Karbon emisyonlarının düzenli ölçülmesi ve azaltma hedefleri doğrultusunda aksiyon planları oluşturulması
Atık yönetimi Üretim süreçlerinden kaynaklanan atıkların azaltılması ve geri dönüşüm süreçlerinin güçlendirilmesi
Su kullanımı ve tasarrufu Su tüketiminin azaltılmasına yönelik yöntemler geliştirilmesi ve düzenli raporlanması
Sürdürülebilir ürün inovasyonu Çevre dostu ve uzun ömürlü ürünlerin geliştirilmesi

Sosyal Sürdürülebilirlik

İnsan odaklı politikalar, sürdürülebilirlik hedeflerinin sosyal boyutunu oluşturur. Şirketlerin bu alanda yapması gerekenler:

Sosyal Sürdürülebilirlik

Kurumsallaşma ve Yönetişim

Kurumsal sürdürülebilirlik, güçlü bir yönetişim yapısını ve şeffaflığı gerektirir. Bu alanda yapılması gerekenler:

Sürdürülebilirlik Komitesi Yönetim kurulu bünyesinde sürdürülebilirlik hedeflerine odaklanacak bir komite kurulması
Şeffaflık ve hesap verebilirlik ESG performansına dair tüm bilgilerin düzenli olarak paydaşlarla paylaşılması
Etik ve uyum programları Şirket içi etik kuralların uygulanması ve çalışanlara bu konuda düzenli eğitim verilmesi
Bağımsız denetim Hazırlanan sürdürülebilirlik raporlarının bağımsız denetim kuruluşları tarafından doğrulanması

İnsan Kaynakları

Sosyal sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için çalışanların eğitimi ve farkındalığı artırılmalıdır:

Çalışan eğitimleri TSRS’nin gereklilikleri ve sürdürülebilirlik hedefleri hakkında düzenli eğitim programlarının düzenlenmesi
Çalışan memnuniyeti Çalışanların ihtiyaçlarını ve beklentilerini anlamak için düzenli anketler yapılması
Sosyal performans göstergeleri Çeşitlilik, cinsiyet eşitliği ve çalışan memnuniyeti gibi göstergelerin izlenmesi ve raporlanması

Tedarik Zinciri Yönetimi

Üretim süreçleriyle bağlantılı olan tedarik zincirleri de sürdürülebilirlik hedeflerine uygun hale getirilmelidir:

Tedarikçi Değerlendirme: Tedarikçilerin çevresel ve sosyal sürdürülebilirlik politikalarına uyumu denetlenmelidir.

Sürdürülebilir Hammadde Kullanımı: Çevre dostu ve yenilenebilir kaynaklardan sağlanan hammaddelere öncelik verilmelidir.

TSRS’YE UYUMSUZLUĞUN YAPTIRIMLARI

TSRS’ye uyum sağlamayan şirketler için doğrudan veya dolaylı bazı yaptırımlar söz konusu olacaktır:

İdari Para Cezaları

Sürdürülebilirlik raporlaması gerekliliklerine uyum sağlamayan şirketler, önemli miktarlarda idari para cezalarına maruz kalabilir. Bu durum, şirketlerin mali yükümlülüklerini artırarak operasyonel sürdürülebilirliklerini tehlikeye atabilir.

Rekabet Avantajının Kaybı

ESG (Çevresel, Sosyal ve Yönetişim) standartlarına uyum sağlamayan şirketler, uluslararası pazarlarda rekabet gücünü kaybedebilir. Özellikle sürdürülebilirlik odaklı ticaret anlaşmalarında, bu standartlar bir zorunluluk haline gelebilir.

Sektörel Lisanslama Sorunları

Bazı sektörlerde, ESG raporlamasını yerine getiremeyen şirketler, lisans yenileme ve operasyonel izinlerini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabilir. Bu durum, faaliyetlerin devamlılığını tehdit edebilir.

Kredi Kullanımında Kısıtlamalar

ESG performansı düşük olan şirketler, finansal kurumlar tarafından riskli olarak değerlendirilebilir. Bu durum, şirketlerin krediye erişimini zorlaştırabilir veya daha yüksek faiz oranlarıyla karşılaşmalarına neden olabilir.

İhracat ve Ticarette Engeller

ESG standartlarını önceliklendiren Avrupa Birliği gibi pazarlarda, uyum sağlamayan şirketler ciddi ticari engellerle karşılaşabilir. Bu engeller, şirketlerin ihracat kapasitelerini düşürebilir ve pazar kaybına neden olabilir.

Yatırımcı İlişkilerinde Riskler

Yatırımcılar, sürdürülebilirlik performansı düşük olan şirketlere yatırım yapmaktan kaçınabilir. Bu durum, şirketlerin finansman bulma kabiliyetini doğrudan etkileyebilir.

İtibar Kaybı

Sürdürülebilirlik raporlamasını yapmayan şirketler, kamuoyunda güvenilirliklerini kaybedebilir. Bu durum, markaya olan güveni zedeleyerek müşteri ve iş ortakları üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir.

TÜRKİYE’NİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK YOLCULUĞUNDAKİ POTANSİYEL KAZANIMLAR

TSRS’nin yürürlüğe girmesi, yalnızca şirketlere değil, Türkiye ekonomisine ve çevresine de uzun vadeli faydalar sağlayacak bir adım olarak değerlendirilmelidir.  Bu düzenlemenin ülkemize getirebileceği bazı potansiyel kazanımlar:

Küresel Rekabet Gücü Artışı: ESG standartlarına uygun raporlama yapan şirketler, uluslararası pazarlarda daha fazla güven yaratacak. Bu da ihracat ve yatırım çekme konusunda avantaj sağlayacaktır.

Çevresel Etkilerin Azaltılması: Şirketlerin karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik hedefler koyması ve bu hedeflere ulaşmak için sürdürülebilir stratejiler geliştirmesi, Türkiye’nin çevresel performansını olumlu yönde etkileyecektir.

Sosyal Adaletin ve Çeşitliliğin Artışı: Şirketlerin sosyal sürdürülebilirlik çerçevesinde çalışan haklarına, çeşitliliğe ve toplumsal faydaya daha fazla önem vermesi bekleniyor. Bu da daha adil bir çalışma ortamı ve toplumsal refahı artıracaktır.

Yatırımcı Güveni ve Sermaye Akışı: ESG kriterlerine uygun hareket eden şirketler, uluslararası yatırım fonları ve çevresel hassasiyeti olan yatırımcılar için daha cazip hale gelecek. Bu durum, sermaye girişlerini artıracaktır.

Uzun Vadeli Ekonomik Dayanıklılık: Sürdürülebilirlik, yalnızca çevresel değil ekonomik olarak da krizlere dayanıklı bir altyapı oluşturmayı teşvik eder. Bu düzenleme, ekonomimizin kırılganlıklarını azaltabilir.

Yerel ve Küresel İtibar: Türkiye’nin bu konuda öncü bir adım atması, ülkemizi sürdürülebilirlik konularında küresel bir lider haline getirebilir. Bu da diplomatik ve ticari ilişkilerimizi güçlendirebilir.

SONUÇ OLARAK

Daha geniş bir perspektifle ele alındığında, sürdürülebilirlik raporlaması, yalnızca yasal bir yükümlülük değil, aynı zamanda işletmelerin toplumla, çevreyle ve küresel pazarlarla olan ilişkilerini yeniden tanımlayabileceği bir dönüşüm aracı olarak karşımıza çıkıyor.

Sürdürülebilirlik raporlama süreci, aynı zamanda uzun vadeli rekabet avantajı ve itibar kazandırma fırsatı sunmaktadır. Ancak bu süreç, üretimden yönetişime, sosyal sürdürülebilirlikten tedarik zinciri yönetimine kadar departmanlar arası kapsamlı bir iş birliği gerektirmektedir. Şirketler, yalnızca mevcut düzenlemelere uyum sağlamakla kalmamalı; aynı zamanda çevresel, sosyal ve yönetişim alanlarında stratejik bir liderlik sergilemelidir. Bu liderlik, işletmelere uzun vadede yalnızca finansal başarı değil, aynı zamanda çalışan memnuniyeti, müşteri bağlılığı ve toplumsal değer yaratma fırsatlarını da beraberinde getirecektir.

Doğru bir şekilde yürütülen sürdürülebilirlik raporlama süreci, şirketlerin yalnızca bir düzenlemeye uygunluğunu değil, aynı zamanda gelecekteki operasyonlarının ne kadar dirençli ve yenilikçi olabileceğini ortaya koyacaktır. Bu bağlamda, her şirketin bu yeni döneme proaktif bir yaklaşım sergileyerek hazırlanması hem bireysel hem de toplumsal faydalar açısından kritik öneme sahip olacaktır.

PKFİSTANBUL
PKF İstanbul is a member of PKF Global, the network of member firms of PKF International Limited, each of which is a separate and independent legal entity and does not accept any responsibility or liability for the actions or inactions of any individual member or correspondent firm(s).


“PKF`` and the PKF logo are registered trademarks used by PKF International Limited and member firms of the PKF Global Network.

They may not be used by anyone other than a duly licensed member firm of the Network.

Eski Büyükdere Cad. Park Plaza, No: 14 Maslak İSTANBUL

PKFİSTANBUL
PKF İstanbul, PKF Global'a bağlı bir üye olup, her biri ayrı ve bağımsız hukuki bir varlık olan PKF International Limited üye firmalarının ağıdır. Her bir üye veya yazışma firmasının eylemleri veya eylemsizliği konusunda hiçbir sorumluluk veya yükümlülük kabul etmemektedir.

PKF İstanbul is a member of PKF Global, the network of member firms of PKF International Limited, each of which is a separate and independent legal entity and does not accept any responsibility or liability for the actions or inactions of any individual member or correspondent firm(s).
Eski Büyükdere Cad. Park Plaza, No: 14 Maslak İSTANBUL
HİZMETLERİMİZSizlere neler sunuyoruz?
Son Yazılar