Hizmet Tespit Davalarında İspat Yükü

Türkiye’de sosyal güvenlik sisteminin en temel sorunlarından biri kayıt dışı istihdamdır. Kayıt dışı çalıştırılan işçiler, Anayasa’nın 60. maddesinde güvence altına alınan sosyal güvenlik hakkından mahrum kalmakta, bu da bireylerin emeklilik, sağlık ve diğer sosyal haklara erişimini engellemektedir. İşte bu noktada, hizmet tespit davaları devreye girmektedir. Hizmet tespit davaları, işçinin fiilen çalıştığı halde işveren tarafından Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) bildirilmediği sürelerin tespitine yönelik olarak açılmaktadır. Bu davalar, bireysel hakların korunması yanında, kayıt dışı istihdamla mücadelede kamu düzenini de yakından ilgilendirmektedir.

Yargıtay kararları, bu davaların nasıl yürütülmesi gerektiğine ilişkin uygulamayı şekillendirmekte ve işçi lehine yorum ilkesi çerçevesinde işçilerin haklarını korumaya yönelik içtihatlar geliştirmektedir. Bu yazımda, hizmet tespit davalarında ispat yükü konusu, Yargıtay kararları ışığında değerlendirilecek ve uygulamadaki sorunlara dikkat çekeceğim.

Amaç ve Hukuki Nitelik

Hizmet tespit davalarının temel amacı, işçinin fiili çalışmasının yasal olarak tanınmasını sağlamaktır. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 86. maddesi, bu davaların yasal dayanağını oluşturur. Davaların kamu düzenine ilişkin olması sebebiyle, mahkemeler tarafların sunduğu delillerle bağlı değildir. ‘Re’sen araştırma ilkesi’ bu davalarda belirleyici rol oynar ve mahkemelerin, işçinin haklarını korumak amacıyla geniş bir araştırma yapmasını zorunlu kılar.

Örneğin, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2004/21-226 E., 2004/223 K. sayılı kararında, hizmet tespit davalarının kamu düzenine ilişkin olduğuna açıkça vurgu yapılmış ve mahkemenin re’sen araştırma yükümlülüğü hatırlatılmıştır. Dolayısıyla, bu davalar yalnızca tarafların sunduğu delillere dayalı değil, aynı zamanda mahkemenin kendiliğinden yapacağı araştırmalarla da şekillenmektedir.

İspat Yükü ve Deliller

Anayasa’nın 60. maddesi, sosyal güvenlik hakkını açıkça güvence altına almaktadır. Ayrıca Avrupa Sosyal Şartı gibi uluslararası belgeler, devletin sosyal güvenlik hakkını sağlama yükümlülüğünü pekiştirmektedir. Dolayısıyla hizmet tespit davaları yalnızca bireysel hak arama yöntemi değil, aynı zamanda sosyal devlet ilkesinin hayata geçirilmesinin bir aracıdır.

Yargıtay, bu davalarda sosyal devlet ilkesini gözetmekte ve işçi lehine yorum ilkesini uygulamaktadır. Bu yaklaşım, işçinin sosyal güvenlik hakkına erişimini kolaylaştırmayı amaçlamaktadır.

Hukukun genel kuralı gereği, bir iddiayı ileri süren taraf, iddiasını ispatla yükümlüdür. Hizmet tespit davalarında da çalıştığını iddia eden işçi, bu çalışmayı ispatlamak zorundadır. Ancak işçi ile işveren arasındaki güç dengesizliği göz önünde bulundurulduğunda, Yargıtay içtihatları işçiye ispat kolaylığı sağlamaktadır.

Başlıca ispat araçları şunlardır:

  • Tanık beyanları (işyerinde birlikte çalışan işçilerin ifadeleri),
  • Ücret bordroları ve puantaj kayıtları,
  • SGK Müfettiş/Denetmen raporları ve denetim tutanakları,
  • İşverenin resmi kayıtları ve yazışmalar.

Örneğin, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 12.07.2023 tarihli, 2023/7787 E. ve 2023/7820 K. sayılı kararında; sigortalılık başlangıcında salt işe giriş bildirgesinin verilmesinin yeterli olmadığı, fiili çalışmanın da ispat edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Benzer şekilde, Yargıtay 21. Hukuk Dairesi, işçinin yazılı belgelerle desteklenmeyen iddialarında dahi, güçlü ve tutarlı tanık beyanlarının hükme esas alınabileceğini kabul etmiştir.

Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar

Hizmet tespit davalarında en büyük sorunlardan biri, re’sen araştırma ilkesinin sınırlarının net belirlenememesidir. Mahkemeler geniş kapsamlı araştırmalar yapmakla yükümlü olmakla birlikte, bu durum yargılamaların uzun sürmesine neden olmaktadır. Ayrıca işverenin belgeleri ibraz etmemesi, davaların büyük ölçüde tanık beyanlarına dayanmasına yol açmaktadır.

Örneğin, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 16.05.2022 tarihli, 2022/2146 E., 2022/7204 K. sayılı kararında, birden fazla işverenin bulunduğu durumlarda, davanın tüm işverenlere yöneltilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Bu tür davalarda husumet tartışmaları ve davaya dahil edilmesi gereken işverenlerin belirlenmesi süreci, yargılamaların gecikmesine neden olmaktadır.

Tanık beyanlarının güvenilirliği de önemli bir sorun alanıdır. Yargıtay, tanık beyanlarının tutarlı olmasını aranmakta, aksi halde davanın reddine karar verilebilmektedir. Bu da işçinin hak kaybına yol açabilmektedir.

Avrupa’da Hizmet Tespit Davaları

Avrupa’da hizmet tespitine ilişkin uyuşmazlıklar, çoğu zaman yargılamaya taşınmadan idari denetim mekanizmaları aracılığıyla çözümlenmektedir. Bu yönüyle Türkiye’deki uygulamadan farklılıklar göze çarpmaktadır.

Almanya’da, sigortalılığın tespiti Sosyal Sigorta Mahkemeleri’nin (Sozialgerichte) görev alanına girmektedir. İşverenin kayıt tutma yükümlülüğü son derece sıkıdır. İşçi, fiili çalışmayı ücret bordrosu, banka dekontu ya da yazılı sözleşme ile ortaya koyabilmekte; işverenin kayıt dışı istihdamı idari makamlarca hızlı biçimde tespit edilebilmektedir. Bu durum, yargısal sürecin daha sınırlı kullanılmasına yol açmaktadır.

Fransa’da, sosyal güvenlik kurumları merkezi bir kayıt sistemi üzerinden çalışmaktadır. İşverenin bildirim yapmaması hâlinde, işçi yalnızca temel kanıtlarla iddiasını ileri sürebilmekte ve yükümlülük büyük ölçüde işverene bırakılmaktadır. Bu yaklaşım, kayıt dışılıkla mücadelede caydırıcı para cezaları ile desteklenmektedir.

İtalya’da sendikaların rolü dikkat çekmektedir. Çalışanın sigortasız çalıştırıldığı dönemler için açılan davalara sendikalar da müdahil olabilmekte, böylece ispat yükünün paylaşılması sağlanmaktadır. İşverenin her bir sigortasız gün için ağır yaptırımlarla karşılaşması, uygulamanın etkinliğini artırmaktadır.

Birleşik Krallık’ta ise sistem farklı bir boyut kazanmaktadır. “Employment Tribunal” (İstihdam Mahkemeleri) çerçevesinde, işçi fiili çalışmasını kanıtladığında geriye dönük sosyal güvenlik primleri işverene yüklenmektedir. Burada, hizmet tespit davası kavramı doğrudan bulunmasa da fiili çalışma ile sosyal güvenlik haklarının entegrasyonu benzer sonuçlar doğurmaktadır.

Türkiye uygulaması ile Avrupa karşılaştırıldığında üç temel fark göze çarpmaktadır.

  • İlk olarak, ispat yükünün dağılımı bakımından Türkiye’de işçi daha etkin rol üstlenmek zorunda iken, Avrupa’da yükümlülük ağırlıklı olarak işverene bırakılmıştır.
  • İkinci olarak, yargısal sürecin kapsamı Türkiye’de geniş (re’sen araştırma ilkesi çerçevesinde) iken, Avrupa’da daha çok idari denetim mekanizmaları ön plandadır.
  • Üçüncü olarak, yaptırımların ağırlığı Avrupa’da işveren üzerinde caydırıcı nitelikte uygulanırken, Türkiye’de kayıt dışılığın hâlen yüksek oranlarda görülmesi uygulamada sorunların devam ettiğini göstermektedir.

Türkiye’nin sosyal güvenlik hukukunda hizmet tespit davaları, kayıt dışı istihdamın kontrolünde temel araçlardan biri olmayı sürdürmektedir. Bununla birlikte, Avrupa’daki örnekler işaret etmektedir ki; caydırıcı idari yaptırımların artırılması, işveren yükümlülüklerinin sıkı denetlenmesi ve sendikal katılımın güçlendirilmesi, yalnızca yargısal sürece dayalı bir koruma mekanizmasından daha etkili sonuçlar doğurmaktadır.

Sonuç

Hizmet tespit davaları, işçilerin sosyal güvenlik haklarına erişimini sağlayan en önemli dava türlerinden biridir. İspat yükü, işçi ile işveren arasındaki güç dengesizliği dikkate alınarak esnek yorumlanmaktadır. Tanık beyanları, yazılı belgeler ve resmi kayıtlar bu davalarda en çok kullanılan delillerdir. Yargıtay içtihatları, işçiye ispat kolaylığı tanınması gerektiğini sürekli olarak vurgulamaktadır.

Bununla birlikte, re’sen araştırma ilkesinin sınırlarının net belirlenememesi, husumet tartışmaları ve uzun yargılama süreleri, uygulamada karşılaşılan en önemli sorunlardır. Bu sorunların çözümü için, mahkemelerin etkin bir şekilde delil toplaması, işverenlerin belge ibraz yükümlülüğünün sıkı şekilde denetlenmesi ve yargılamaların makul sürede tamamlanması gerekmektedir.

Sonuç olarak, hizmet tespit davaları yalnızca bireysel hakların korunması için değil, aynı zamanda kayıt dışı istihdamla mücadele ve sosyal devlet ilkesinin hayata geçirilmesi için de büyük önem taşımaktadır. İşçiye ispat kolaylığı tanınması, adaletin ve sosyal güvenliğin tesisi açısından vazgeçilmezdir.

Kaynakça

  • GÜZEL, Ali / OKUR, Ali Rıza / CANİKLİOĞLU, Nurşen, Sosyal Güvenlik Hukuku, 19. Baskı, Beta Yayıncılık, İstanbul 2021.
  • BEYLEM, Mahmut, Sigortalılık Tespit Davaları, Karahan Kitabevi, Adana 2018.
  • DUMAN, Barış, 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa Göre Hizmetlerin Tespiti, Turhan Kitabevi, Ankara 2002.
  • Yargıtay 10. HD, 12.07.2023, 2023/7787 E. – 2023/7820 K.
  • Yargıtay 10. HD, 16.05.2022, 2022/2146 E. – 2022/7204 K.
  • Yargıtay HGK, 14.04.2004, 2004/21-226 E. – 2004/223 K.
  • TUNCAY, Can / KUTSAL, Burcu, Toplu İş Hukuku, Beta Yayıncılık, İstanbul 2015.
  • ALGAN, Bülent, Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Hakların Korunması, Seçkin Yayıncılık, Ankara 2007.
PKFİSTANBUL
PKF Türkiye is a member of PKF Global, the network of member firms of PKF International Limited, each of which is a separate and independent legal entity and does not accept any responsibility or liability for the actions or inactions of any individual member or correspondent firm(s).


“PKF`` and the PKF logo are registered trademarks used by PKF International Limited and member firms of the PKF Global Network. They may not be used by anyone other than a duly licensed member firm of the Network.

Eski Büyükdere Cad. Park Plaza, No: 14 Maslak İSTANBUL

PKFİSTANBUL
PKF İstanbul, PKF Global'a bağlı bir üye olup, her biri ayrı ve bağımsız hukuki bir varlık olan PKF International Limited üye firmalarının ağıdır. Her bir üye veya yazışma firmasının eylemleri veya eylemsizliği konusunda hiçbir sorumluluk veya yükümlülük kabul etmemektedir.

PKF İstanbul is a member of PKF Global, the network of member firms of PKF International Limited, each of which is a separate and independent legal entity and does not accept any responsibility or liability for the actions or inactions of any individual member or correspondent firm(s).
Eski Büyükdere Cad. Park Plaza, No: 14 Maslak İSTANBUL
HİZMETLERİMİZSizlere neler sunuyoruz?
Son Yazılar